Myastenia Gravis

Myastenia gravis, otoimmun bir kas-sinir hastalığıdır. Bu hastalıkta vücudumuzdaki istemli çalışan iskelet kasları zayıflar. Hastalığın karakteristik belirtisi ise; kasların aktif kullanımından sonra kötüleşmesi ve dinlendikten sonra yeniden aktif hale gelmesidir. Kısacası bu duruma kas güçsüzlüğü denmektedir. Hastalık, genellikle mimik, göz kapağı, yutma ve konuşma yetilerini kontrol altında tutan kaslarda meydana gelir. Bazı durumlarda kol ve bacak, boyun ve solunum yolu kaslarını da olumsuz yönde etkilediği bilinmektedir. Myastenia gravis belirtileri kişiden kişiye değişiklikler gösterebilmektedir. Hastalığın kesin bir tedavisi olmamakla birlikte kroniktir. Doktorlar tarafından uygulanan tedavi yöntemleri hastalığın belirtilerini yavaşlatmaya ve azaltmaya yöneliktir. Hastalığın belirtilerinin şiddetlenmemesi için stresten uzak durmalı ve yorucu faaliyetlerden kaçınılmalıdır.

• Göz kapaklarında sarkma
• Çift ya da bulanık görme
• Çiğneme ve yutma güçlüğü
• Yüz ifadesinde değişiklikler
• Konuşmada bozukluk
• Seste boğukluk
• Ağır nesneleri kaldırma ve merdiven çıkarken zorlanma
• Kaslarda güçsüzlük meydana gelmesiyle solunum da problemler
• Kol, bacak, boyun, el ve parmak kaslarında güçsüzlük

Bu belirtiler kişiden kişiye göre farklılıklar gösterebilmektedir.

Hastalığın tanısı için birçok test uygulanabilmektedir. Teşhisin başlangıcı fiziki muayeneden geçer. Doktor, hasta olan bireyi fiziksel olarak kontrol eder ve şüpheye neden olan belirtiler için bazı testler uygulanmasını ister.

Tensilon  testi : Hastalığın teşhisi için ön muayeneden sonra yapılan bir muayenedir. Hastaya damar yoluyla edrofonyum klorür verilerek kas hareketleri gözlemlenir.

Buz  testi : Hastanın göz kapağında düşüklük oluşmuşsa bu yöntem tercih edilebilir. Bu yöntemde hastanın göz kapağının üstüne buz koyulur ve 2 dakika kadar beklenir. Bu esnada göz kapağındaki değişiklikler takip edilir.

Tekrarlayan sinir uyarımı : Bu yöntemde, test edilecek kasların üzerine elektrotlar bağlanır. Sinirlerin kaslara yollamış olduğu sinyaller ölçülür.

Elektromiyografi (EMG) : Cilde yerleştirilen ve kas içine kadar giren ince bir tel elektrotla beyin ile kaslar arasındaki etkileşim ölçülür.

Solunum fonksiyon testleri : Hastalığın solunum kaslarının olumsuz yönde etkilendiği şüphesi varsa bazı solunum testleri uygulanır.

Hastalığın kesin bir tedavisi bulunmamaktadır, ancak reçete edilen ilaçlar ve çeşitli yöntemler belirtileri azaltmaya ve yavaşlatmaya yöneliktir. Kolinesteraz inhibitörleri, Kortikosteroidler ve İmmünosüpresanlar reçete edilen ilaç türleridir.  Bu ilaçlar kasları güçlendirmek ve bağışıklık sistemini baskılamak amacıyla kullanılır.

Tedavi sürecinde kullanılan diğer yöntem ise; kanda bulunan ve kas sinir uçlarının gönderdiği sinyalleri engelleyen antikorlar bir makine vasıtası ile yok edilir. Bir nevi diyaliz yöntemine benzemektedir. Eğer timüste iyi veya kötü huylu bir tümör bulunuyorsa cerrahi yöntem kaçınılmazdır. İyi huylu tümörlerin bile ilerleyen dönemlerde kanser yapıcı etkisi bulunması nedeniyle cerrahi yöntemle bulundukları yerden çıkarılırlar.

• Stresten uzak durulmalıdır
• Reçete edilen ilaçlar düzenli şekilde kullanılmalı, yan etki görülmesi halinde doktora başvurulmalıdır
• Yemek ve uyku düzenleri sağlanmalıdır
• Enfeksiyon problemleri ile karşılaşmamak için soğuk algınlığından kaçınılmalıdır
• Göz kapağı sarkması varsa göz bandı kullanılmalıdır
• Fazla efor sarf etmemek için ev işlerinde elektrikli aletler kullanılmalıdır