Tansiyon
Kan basıncı kanın atardamar duvarına karşı oluşturduğu kuvvettir. Arterial kan basıncı tansiyon olarak ifade edilir. Bu basınç tansiyon aleti ile ölçülür. Kan basıncının uluslararası standartlardaki ölçü birimi milimetre civadır.(mmHg)
Kalbin atımı ile iki çeşit kan basıncı oluşur;
- Sistolik kan basıncı
- Diastolik kan basıncı
Sistolik (kasılma sırasındaki) Kan Basıncı
Kalbin sol karıncığının kasılması sonucu kan büyük bir basınçla aort yoluyla atardamarlara pompalanır. Bu sırada kan basıncı en yüksek düzeydedir. Bu değere sistolik kan basıncı denir. Büyük tansiyon olarak ifade edilir.
Dİastolik (gevşeme sırasındaki) Kan Basıncı
Karıncığın gevşemesi ile basınç hızla düşer. Karıncıktaki basınç düşmesi ile aorta daha az kan akımı olur ve arterial sistemin kan basıncı düşer. Kan sürekli akım halinde olduğu için damar duvarına sürekli basınç mevcuttur. Bu basınç daha azdır ve buna diastolik basınç denir. Küçük tansiyon olarak ifade edilir.
Ortalama olarak;
Büyük kan basıncı 120 mmHg
Küçük kan basıncı 80 mmHg' dır.
Bu değerler yaşa bağlı olarak değişir. Tansiyonun normal değerlerden düşük veya yüksek olması hastalık belirtisidir.
BÖLÜM 1Kan Basıncını Etkileyen Faktörler
- Yaş: Farklı yaş gruplarında tansiyon farklıdır. Tansiyon çocuklarda yaşlılara göre daha düşüktür.
- Cinsiyet: Menapoz dönemi ve sonrasında kadınlarda tansiyon aynı yaş grubu erkeklere göre daha yüksektir.
- Sigara: Sigara damarları daraltarak kan akımını yavaşlatır bunun sonucunda tansiyon yükselir.
- İlaçlar: Tansiyon düşürücü ilaçlar tansiyonun normal değerlere gelmesini sağlar, uyuşturucu ve genel anastezik ilaçlar hipotansiyona neden olur.
- Bazı hastalıklar: Hastalıklara bağlı olarak kalbin gücünde ve damarlarda değişiklikler olabilir.
- Sempatik sistemin uyarılması: Korku, heyecan gibi olaylar sempatik sistemi uyarır, kalp hızı artar ve kan basıncı artar.
- Pozisyon: Birden oturup kalkmak kısa süreli tansiyon değişikliğine sebep olur.
- Gündelik yaşam, egzersiz ve beslenme: Kan basıncı sabah saatlerinde daha düşükken öğleden sonra daha yüksektir. Akşam saatlerinde en yüksek değerlerine ulaşır. Egzersizler sonucu oksijen ihtiyacının artmasından dolayı kalp daha çok kan pompalar ve kan basıncı artar. Kafein: Adrenalin salınımını artırarak kalp hızını artırır.Tuz: Kandaki sodyum ve klorun derişiminin artması ile suda artar ve kanın hacmi artar, kanın hacminin artması ile kanın damar duvarlarına uyguladığı basınç artar.
BÖLÜM 2Tansiyon Çeşitleri
Hipertansiyon (Yüksek Tansiyon)
Kan basıncının normalden yüksek olmasıdır. Dünya sağlık örgütü (WHO)'ya göre yetişkin bireylerde sınır 140/90 mmHg olarak belirlenmiştir. Hipertansiyonda sistolik ya da diastolik basıncın yüksek olabileceği gibi her ikisi de yüksek olabilir. Kişinin bir kere tansiyonun yüksek çıkması hipertansiyon hastası olduğu anlamına gelmez. Birine hipertansiyon hastası diyebilmemiz için en az 3 gün aynı koşullarda günde 3 kere tansiyonun ölçülmesi gerekmektedir.
Hipotansiyon (Düşük Tansiyon)
Kan basıncının normal değerler altında olmasıdır.
Sistolik kan basıncının 90 mmHg' dan düşük olması hipotansiyon olarak kabul edilir ancak bu değerler bazı bireylerde hiçbir rahatsızlığa sebep olmamaktadır.
Ortostatik Hipotansiyon
Bireyin aniden ayağa kalkması ya da aniden oturması ile çevresel damarlardaki genişleme hemen eski haline gelemez, beynin kanlanması azalır ve hipotansiyon gelişir.
BÖLÜM 3Hipertansiyonun Zararları
Yüksek tansiyon en çok kalp, beyin, böbrek, göz ve büyük atardamarları etkiler. Hipertansiyon bu organlara ciddi hasarlar verir. Fazla basınçtan dolayı damar çeperleri zarar görür. Beyin damarlarına verdiği zararlardan dolayı beyin kanaması gerçekleşebilir. Böbreklerde yumak halindeki kılcal damarlara zarar verdiğinden böbrek yeterli süzme işlemini gerçekleştiremez. Böbrek yetmezliğine yol açabilir. Gözdeki kılcal damarlara zarar vererek körlüğe sebep olabilir. Kalbin iş yükünü artırır basınçlı hızlı kan kalbi yorar. Zamanla kalp yetmezliğine sebep olur.
BÖLÜM 4Hipertansiyon İçin Önlemler
- Fazla kilolardan kaçınılmalı
- Tuz kullanımı kısıtlanmalı
- Hayvansal besinlerin fazla kullanımından kaçınılmalı
- Aşırı yağlı yiyecekler tüketilmemeli
- Fiziksel aktiviteler artırılmalı
- Stresten uzak durulmalı
- Vitamin ve mineral yeteri kadar alınmalı
- İşlenmiş şeker çok kullanılmamalı, yerine meyve şekeri tercih edilmelidir.