Meme Kanseri

Meme kanseri dünya üzerinde kadınlarda en sık rastlanılan kanser türlerinden bir tanesidir. Yapılan araştırmalara göre her 8 kadının biri meme kanseri hastalığına yakalanmaktadır. Meme kanserine neden olan hücreler sütün üretildiği, memenin lobülünde veya süt dranej kanalında oluşmaktadır. Meme kanseri en çok menopoz dönemine giren kadınlarda görülür. Meme kanserinin teşhisi erken yapıldığı zaman uygulanan tedavinin başarı oranı %90'larda sonuçlanmaktadır. 

• Meme kanserinin belirtileri birinci evrede tespit edildiği zaman başarılı bir tedavi süreci açısından büyük önem taşımaktadır.
• Meme kanseri hastalığının en yaygın olan belirtisi meme dokusunda oluşan kitledir. Bu kitleler koltuk altında ya da meme dışında görülebilir. 
• Meme içindeki kitlenin büyümesi ve meme ucunun geriye çekilebilir.
• Nadir olsada bazı hastaların meme ucundan akıntı gelmesi kanseri işaret etmektedir. 
• Kanser meme derisinde şişlik, kızarıklığa neden olabilir. Kitlenin boyutunda değişimler görülebilir.
• Memede portakala benzeyen görünüm ve kızarıklık kanser belirtisidir. Kanser hücreleri çevresine yayılmış ise, bu bölgede şikayetler görülebilir.
• Meme bölgesinde sert yapıda, ağrı vermeyen, bulunduğu yerden başka yere oynatılan ve zaman içerisinde büyüyen yapıda, karakterde ortaya çıkan şişliklerde kanser belirtisidir. 
• Meme çevresinde ya da ucunda bir çok değişimin görülebilir. 

Meme kanseri hastalığında en önemli risk faktörü genektik geçmiştir. Ailesinde meme kanseri hastalığı geçirmiş olan kişilerde bu risk faktörü büyük önem taşımaktadır. Kanser vakasında %5-10'u genetik olarak risk taşımaktadır. Birinci derecede soy bağı olan 50 yaşın altında meme kanseri öyküsü olan kişilerde, yakalanma olasılığı 3 kat artmaktadır. Meme kanserinde 2. derecede soy bağında ise, bu risk faktörü önem teşkil etmektedir. Aile içinde birden fazla kişide meme kanseri öyküsü varsa, erken yaşlarda görülmüşse risk faktörü daha fazla artmaktadır. 

Meme kanserinde önemli olan diğer risk faktörü kişinin meme dokusunun yoğunluk göstermesidir. Meme dokusunun içerisinde normalden az yağ dokusu olan kadınlarda meme kanseri hastalığının riski daha fazladır. Meme dokusunda mevcut olan yağ dokusunun yoğunluğu sonografik ve mamaografik yöntemler ile tespit edilebilmektedir. 

Meme kanserinde diğer risk faktörü erken yaşta regl görmesidir. Kızlarda 11 yaşında iken regl olanlarda meme kanserine yakalanma olasılığı artış göstermektedir, Geç yaşta menopoza giren kadınlarda meme kanseri riski artmaktadır. 30 yaşın üzerinde gebelik geçirmek, emzirmemek, aşırı kilo, alkol kullanmak kanser riskini artırmaktadır. Menopoz döneminin etkilerini azaltmak için  kullanılan östrojen hormonuda kanser riskini 1,5 kat fazla arttırmaktadır. 

• Mamografi, bu yöntem meme dokusunu röntgen ışınlarını kullanarak incelemeye dayalı yöntemdir. Mamografi yöntemi tanı ve tarama için yapılmaktadır. Tanı amaçlı olarak yapılan mamografi memede şüpheli bir kitle durumunda bölgenin detaylı olarak incelenmesi için yapılmaktadır. Hastanın şikayeti yokken yapılan mamografi genellikle tarama amaçlıdır.
• Ultrasonografi, dokulara gönderilen ses dalgalarının geri gönderilmesi esas alınarak uygulanan yöntemdir. Mamografi çekiminde şüpheli kitle ya da el ile muayenede kitlenin sert ve sıvı olduğu vakalarda kullanılmaktadır. İçerisinde sıvı bulunan kitleler hasta açısından kanser tehditi göstermemektedir. Katı (solid) kitleler meme tümörüdür. Solid kitlelerin iyi ya da kötü huylu olup olmadığının araştırılması için hasta kontrol altında tutulmalıdır.
• Galaktografi, hastanın meme başından içeriye ilaç vererek süt kanallarının tarama amaçlı filminin çekilmesi yöntemidir. Galaktografi meme ucunda akıntı görülen hastalarda uygulanmaktadır.
• İnce İğne Biyopsisi, enjektör iğnesini kullanarak hücreden örnek alınır ve mikroskop altında incelenmesidir.
• Kalın İğne Biyopsisi, kalın iğne ile meme içinden doku parçaları alınarak uygulanan yöntemdir.
• Stereotastik Biyopsi, memede mevcut olan kitlenin özel cihaz ile tam yerinin tespit edilmesi ve örnek alınması için kullanılmaktadır.
• Stereotastik İşaretleme, özel cihaz kullanılarak şüpheli kitlenin yerinin tespiti için ince tel bırakılması tekniğidir. 
• Cerrahi Biyopsi, ameliyat ile müdahale edildikten sonra tamamı alınan kitlenin, mikroskop altında incelenmesidir.

• Cerrahi Tedavi, meme kanseri tedavisinde kullanılan ilk aşama cerrahi tedavidir. Hastanın meme yapısında bulunan kitlenin cerrahi yöntem kullanılarak çıkarılması ile başlamaktadır. Cerrahi yöntem ile bazen sentinel lenf (bekçi lenf nodu) biyopsi kullanılarak, koltukaltındaki lenf bezleri temizlenmektedir. Meme kanseri tedavisinde uygulanan cerrahi yöntem temel olarak kitlenin tamamının çıkarılmasını amaçlamaktadır. Meme yapısının korunması büyük önem taşımaktadır. 
• Radyoterapi (Işın Tedavisi), bu tedavi yönteminde X-ray ışınları koltuk altına ve meme bölgesine uygulanmaktadır. Cerrahi tedaviden sonra uygulanan ışın tedavisi kanser hücrelerinin yok edilmesi için uygulanır. Radyoterapi 4-6 hafta süre ile uygulanmaktadır. Haftada 5 gün ve 1 defa meme ve koltuk altı hedef alınarak ışın verilmektedir. 
• Kemoterapi (İlaç Tedavisi), memedeki kanser hücrelerinin ilaçlar ile temizlenmesini hedeflemektedir. Damar ya da ağız yolu ile ilaç verilir, bütün vücuda yayılımı sağlanır. Tek seferde ilaç verilebileceği gibi, ilaç kombinasyonu hazırlanarak da hastaya verilebilir. Kemoterapi ilaçları kür halinde verilir, en az 4 en fazla 6 kür olarak planlanır. Hazırlanan kürler hastaya 3 hafta ara ile verilmektedir. Kemoterapi tedavi süreci toplamda 3 ile 5 ay sürmektedir. İlaç tedavisi bittikten sonra hastada kanserli hücre tamamen temizlenmiş olsa da, tedbir amaçlı koruyucu ilaç (adjuvan kemoterapi) tedavisine devam edilmektedir. 
• Hormon Tedavisi, kanser hücreleri (reseptörler) östrojen hormonuna karşı duyarlı olabilir. Östrojen hormonu özellikle kanser hücrelerinin artmalarına ve büyümelerine yol açabilir. Hormon tedavisi bu östrojen etkisini kaldırır ve kanser hücrelerinin gelişmesini büyük ölçüde engeller.