Antibiyotik
Antibiyotik, bakteriyel hastalıkların tedavisinde kullanılan, bazı bakteri ve mantar cinsi mikroorganizmalar tarafından oluşturulan kemoterapödik maddelerdir. Antibiyotik kelime anlamı olarak 'yaşama karşı' manasına gelmektedir. Bu kemoterapödik maddeler bakterilerin çoğalıp popülasyon oluşturmalarını engellemekte bazen de direkt öldürmektedir.
BÖLÜM 1Antibiyotiğin Tarihçesi
17. Yüzyıl
- Kemoterapödikler, enfeksiyon rahatsızlıklarının iyileştirilmesinde kullanılmaya başlandı.
1801-1910
- Louis Pasteur: 'Bazı zararlı etkenler diğerlerini öldürüyor.' fikrini ortaya attı.
- Paul Erlich 'seçici toksik etki' kavramını ortaya koydu.
1928
- Alexander Fleming, penisilini küften üretti.
1930-1945
- Alman Gerhard Domagh, sülfonamid antibiyotiğinin kullanımı başlatmıştır.
- Oxford üniversitesinde yapılan bir çalışmayla penisilinin etkinliğini deneysel olarak kanıtlayıp, sundular.
1945
- Alexander Fleming, penisilin direnci oluşabilir görüşünü ortaya attı.
1931-1965
- Antibiyotik ismini veren Selman A. Waksman, veremi iyileştirmek için streptomisin etken maddesini buldu.
- Geniş spektrumlu antibiyotikler geliştirildi.
BÖLÜM 2Antibiyotiklerin Bakterilere Etki Mekanizmaları
- Hücre duvar sentezinin önlenmesi, Örnek ETKENLER: Penisilin, sefalosporinler, ampisilin, imipenem, aztreonam, amoksilin,metisilin, monobaktam
- Hücre mebranının bozulması, Örnek Etkenler: Polimisin, Nistatin, Colistin
- Protein Sentezinin önlenmesi, Örnek Etkenler: Aminoglikozitler, tetrasiklinler, kloramfenikol, eritromisin, klindamisin
- Nükleik Asit Sentezinin Önlenmesi, Örnek Etkenler: Rifampin, kinolonlar, nalidiksik asit, siprofloksasin
- Ara metabolizmanın önlenmesi, Örnek Etkenler: Sülfonamidler
BÖLÜM 3Antibiyotikler Zararlı Mıdır?
Antibiyotikler, bakterilere etkileri sonucunda onların zararlarını ortadan kaldıran ilaçlardır. Ancak antibiyotikler, her durumda başvurulacak, kafaya göre içilebilecek ilaçlar değildir. Hekim kontrolünde kullanılması ve gerekmedikçe başvurulmaması gereken ilaçlardandır. Gelişigüzel antibiyotik kullanımı bakterilerin mutasyona uğramasına ve bunun sonucunda direnç kazanmalarına yol açar. Bir süre sonra etkisini o kişi de yitiren antibiyotikler karşısında bakteriler rahatlıkla ürerler ve insanları hasta ederler. Bu yüzden gerekmedikçe antibiyotik kullanmak kişiyi yavaş yavaş savunmasız hale getiren bir durumdur. Ayrıca antibiyotiklerin karaciğer ve böbrek başta olmak üzere birçok organa büyük zararları dokunmaktadır.
BÖLÜM 4İdeal Bir Antibiyotikte Olması Gereken Özellikler
- Alerjik olmamalı,
- Suda eriyebilmeli,
- Stabil olmalı,
- Ucuz olmalı,
- Etkisini kısa süre içinde göstermeli,
- Diğer dokulara minimum zarar vermeli,
- Vücuttan bir süre sonra hasar vermeden kolaylıkla atılabilmelidir.
BÖLÜM 5Antibiyotik Direncinin Engellenmesi
Antibiyotik direncinin engellenmesi için belli başlı şeylere dikkat edilmelidir.
- İlaçlar yeterli doz ve sürede geniş spektrumlu olarak kullanılmalıdır.
- Antibiyogram testi yapıldıktan sonra kullanılmalıdır.
- Gerektiğinde 2'li veya 3'lü olarak kullanılmalıdır.
- Belirli sağlık kuruluşları tarafından kullanımı ve temin edilimi denetlenmeli bazı gruplar rezerv olarak saklanmalıdır.
- Hekimlerin bilgisi dahilinde kullanılmalı.
- Hayvan yemlerine besin koruyucu olarak antibiyotik kesinlikle konulmamalıdır.
BÖLÜM 6Ülkelere Göre Antibiyotik Kullanımı
Gereksiz antibiyotik kullanımında tabloda görüldüğü üzere Türkiye başı çekmektedir. Ülkemizde bu konuya yönelik tedbirler alınmaya başlansa da hala çok miktarda antibiyotik kullanımı devam etmektedir. Bu konuda gerekli önlemler en sıkı şekilde uygulanmaya devam edilmelidir, aksi taktirde ilerleyen yıllarda bakteri enfeksiyonlarından ölen birey sayısında ciddi artış meydana gelecektir.