Peter Pan Sendromu

Peter Pan Sendromu

Peter Pan Sendromu, büyüme korkusu taşıyan çocuklar ve yaşça olgunlaştığı halde ruhsal olarak çocuk gibi davranan yetişkinlerde görülen bir çeşit davranış bozukluğudur. Sendrom kendini ,büyümeyi reddetmek şeklinde gösterir.  Peter Pan sendromuna sahip bireyler bedensel gelişim göstererek büyümekten ziyade, olgunlaşmak, sorumluluk almak gibi yetişkin olmanın gereklerine tepki gösterir. 

Peter Pan Sendromu, çok eski bir geçmişe sahip olmayıp ilk sendrom 1983 yılında tespit edilmiştir. Hastalığı ilk keşfeden psikanalist Dan Kiley’dir. 

BÖLÜM 1
Peter Pan Sendromunun Nedenleri

Hastalığın birden fazla nedeni olabilir. Ağırlıklı sebep olarak çocukluk dönemine ait bilinçaltı kayıtları ve travmalar gösterilmektedir. Çocukluk dönemini herhangi bir sorumluluk almadan geçiren ve ebeveynleri tarafından aşırı korumacı bir tarzla büyütülen çocuklarda, ilerleyen yaşlarda büyüme korkusu oluşabilmektedir. 

Aile içerisinde herhangi bir kısıtlama ya da baskı unsuruna maruz kalmayan ve aşırı derecede rahat bir ortamda yetiştirilen çocuklarda da Peter Pan Sendromu görülebilir. Sendrom, özellikle yetişkinliğe adım atıldığı dönemlerde ortaya çıkmaktadır. Bu döneme kadar kendini gizleyen rahatsızlık, bireyin tek başına hayat kurmaya başladığı sıralarda tetiklenebilir. 

BÖLÜM 2
Peter Pan Sendromu Kimlerde Görülür?

Yapılan araştırmalar neticesinde Peter Pan Sendromunun erkeklerde daha yaygın şekilde ortaya çıktığı tespit edilmiştir. Genetik ve kültürel olarak evlilik, aile kurma, sorumluluk alma gibi konulara daha yatkın olmaları sebebi ile, kadınlarda Peter Pan Sendromuna çok sık rastlanmamaktadır. Erkek bireylerde ise, özellikle aileden ayrılma ve iş hayatına başlama evrelerinde yoğun şekilde gözlemlenebilmektedir. Sendrom, çoğunlukla bekar ve yalnız yaşayan bireylerde görülür.

BÖLÜM 3
Peter Pan Sendromunun Evreleri

Hemen her yaşta ortaya çıkabilen Peter Pan Sendromu, farklı yaş dönemindeki her bireyde farklı belirtiler gösterir. 

0-15 Yaş Evresi; Ergenlik dönemini de kapsayan bu dönemde çocuk, yoğun bir büyüme endişesi içerisine girer. Bu endişe sebebiyle kendini sosyal hayata kapatma eğilimi gösterebilir. Peter Pan Sendromuna kapılmış çocuk böylece tüm sorumluluk ve görevlerden soyutlanacağına inanmaktadır. 

16-22 Yaş Evresi; Gençlik dönemi olarak adlandırılan bu aşamada birey, narsist bir davranış durumu içine girebilir. Kişi bu evrede kendini beğenme ve kendini aşırı önemseme, başkalarını küçümseme gibi davranışlar gösterebilir. 

23-25 Yaş Evresi; Yetişkinlik ile erken gençlik arasında kalan bu evre, kişinin depresif bir ruh hali içerisinde olduğu bir evredir. Bu dönemde hasta, hayatını normal şekilde devam ettirebilecek motivasyon ve enerjiyi kendisinde bulamaz. İçine kapanık ve mutsuz bir süreç geçirir. 

26-30 Yaş Evresi; Bu yaş dönemi, Peter Pan Sendromuna sahip olan bireyler için en zor dönemlerden biridir. İş hayatına atılma ve sorumluluk artışı gibi etkenler, kişiyi yoğun bir bunalıma sürükler. 

30-45 Yaş Evresi; Yetişkin dönem olarak adlandırılan bu evrede, kişi çocuksu davranışlar sergilemeye başlayabilir. Bu döneme kadar ortaya çıkmamış olan sendrom, istemsizce gelişen çocuksu hareketler ile kendini göstermeye başlar. 

45 Yaş Sonrası; İleri orta yaş dönemi olan bu evre, çocuksu davranışların süregelmesi ile birlikte çocukluk dönemine ciddi şekilde özlem duyulan ve bir daha çocuk olamayacağı endişesinin ortaya çıktığı problemli bir süreçtir. 

BÖLÜM 4
Peter Pan Sendromunun Belirtileri

  • Peter Pan Sendromuna sahip kişiler, narsist yapıya sahip olabilirler. Tıpkı çocuklarda olduğu gibi istediği her şeye sahip olma arzusu taşırlar. 
  • Sendrom, kişileri kural ve düzen tanımaz, isyana eğilimli bireylere dönüştürür. Yasak ve kuralları yıkıcı davranışlar sıkça gözlenir. 
  • Peter Pan Sendromuna sahip hastalarda bağımlılık çok sık rastlanan bir durumdur. Kendi sorumluluklarını almayı reddettikleri için, başkalarına bağımlı halde yaşarlar. 
  • Evli kişilerde sendrom, çocuğun bakım ve sorumluluğunu diğer eşe yüklemek, ev ve aile sorunlarını kabullenmeyerek yok saymak şeklinde kendini gösterir. 
  • Peter Pan Sendromu, bireylerin sosyal hayatlarında ve özellikle karşı cinsle olan ilişkilerinde problemler yaratır. Özellikle erkek hastalar, karşı cinsle ilişki kurmakta zorlanır ya da tamamen içgüdüsel hareket ederek sorumsuz, basit arkadaşlıklar yaşamayı tercih eder. Sosyal hayatlarında sorun yaşayan hastalar, iş ve kariyer alanında hiçbir belirti göstermeyebilir. 

BÖLÜM 5
Peter Pan Sendromunun Tedavisi

Peter Pan Sendromu, psikolojik rahatsızlık olarak kabul edilse de, temelde bir davranış bozukluğu olduğu için belirli bir tedavi yöntemi yoktur. Sendrom, tıbbi olarak tanısı konulabilen psikolojik hastalıklar arasında sayılmaz. Bu nedenle ilaçla tedavisi mümkün değildir. Psikolojik destek ve terapi gibi yöntemlerle tedavi sağlanabilir. 

Fiziksel olarak yetişkin olmasına rağmen mental olarak gelişimini tamamlamamış birey gibi davranan kişiler, psikoterapi, psikodrama, aile terapisi, transpersonal danışmanlık gibi çeşitli terapi yöntemleri ile zihinsel olarak tedavi edilebilmektedir. Bu terapi yöntemleri ile, Peter Pan Sendromunun getirdiği kendine acıma, depresyon, aşırı duygu yoğunlukları ve ani duygu geçişleri, hızlı öfkelenme, narsizm gibi belirtilerin en aza indirgenmesi amaçlanır. Sendromlu kişiler psikolojik terapilere olması gerektiği gibi devam ettikleri sürece, bu belirtiler azalabilir ve kişinin beyninde zihinsel anlamda yetişkin olduğu algısı oluşturulabilir. 

BÖLÜM 6
Peter Pan Sendromunun Önlenmesi

Tıbbi literatürde hastalık olarak kabul görmeyen Peter Pan Sendromunun belirli bir tedavi       yöntemi olmadığı için, sendromun ortaya çıkmasını önlemek için çeşitli önlemler alınabilir. Peter Pan Sendromu, kişide çocukluk döneminde yerleşip yetişkinlik döneminde açığa çıkan bir davranış bozukluğu olduğu için öncelikle çocuğun gelişimi sürecinde onun bir birey olduğu ve kendi sorumluluklarını alabileceği eğitimi verilmelidir. Çocuğun büyüme korkusu yaşadığının sezilmesi durumunda, aile terapisi alınarak sendromun önlenmesi sağlanmalıdır. Peter Pan Sendromuna yatkın olduğu düşünülen yetişkin ve evli kişilerde ise, sendromu önleme sorumluluğu eşlere düşmektedir. Sorumluluk almaktan korkan ve yetişkinliği reddetmeye meyilli bireylerin eşlerinin aşırı sahiplenici ve korumacı bir tavır içinde bulunmaması sendromun önlenmesi açısından önemlidir. 

Bu İçeriğe Tepki Ver

1
Bravo
0
Sevdim!
0
Çok iyi!
0
Hoş değil!
0
Yok artık!
0
Kızgın:!
0
Çok acı!

Üyelerimizin Yorumları

Yazar Bilgisi

avatar
Admin
Bilişsel Gelişim Kuramı
Küçük Albert Deneyi
Zeigernik Etkisi
Klasik Koşullanma
Beden Dili, Jest ve Mimikler
Animizm
Psikoz
Renk Psikolojisi