BÖLÜM 1Kökeni
Burhaneddin Ahmed 8 Ocak 1345’te Kayseri’de doğmuştur. Annesi, sultan II. Gıyaseddin Keyhüsrev ile akrabaydı ve Celaleddin Mahmud Müstevfi’nin oğlu Abdullah Çelebi’nin kızıydı. Babası Şemseddin Mehmed onu tahsil için Şam ve Mısır’a göndermiş, oradaki medreselerde ders aldıktan sonra Kayseri’ye dönmüş ve nihayet o da diğerleri gibi 1364’te Kayseri kadısı olmuştur.
Kadı Burhaneddin Ahmed’in soyağacı Harezm’e kadar çıkar. Büyük dedesi Mehmed Bin Resul Bin Sevinç, Harezm’den Kastamonu’ya göç etmiştir. Onun Oğuzların Salur boyuna bağlı olduğu biliniyor. Oğlu Celaleddin Habib, Kastamonu’da doğmuştur. Celaleddin Habib, vezir Kadı Hoteni sayesinde, Kayseri kadısı olmuştur. 1277’de İlhanlılar tarafından öldürülmüştür. Daha sonra, onun neslinden gelenlerin çoğu Kayseri kadısı olmuşlardır.
BÖLÜM 2Siyasi Eylemleri
Kadılığı sırasında o sıralarda Kayseri ve civarının hakimi olan Uygur asıllı Eratnaoğlu Ali bey’e önce 1378’de vezir, sonra da naib olmuş ve nüfuzunu genişletmiştir. O sıralarda Amasya beyi olan Hacı Şadgeldi Paşa ile geçinememiştir. Bu geçimsizliğin nedeni, Ali Bey'in küçük yaşta olması nedeniyle ülkeyi adil biçimde yönetememesiydi. Kadı Burhaneddin, Şadgeldi Paşadan kendisine engel olmamasını istiyordu. Sonuç olarak , 1381 yılında her ikisi arasında yapılan savaşta, Kadı Burhaneddin, Amasya valisi Şadgeldi Paşa’yı öldürdü ve Ali Bey'den iktidarı devraldı. Adına hutbe okuttu ve para bastırdı. Müslüman ülkelere name gönderdi. Bu mücadeleler arasında Memluklar, Eratnaoğlu Ali Bey'e ait olan Divriği’yi ele geçirdiler. Bazı tarihçiler, Kadı Burhaneddin’in 18 yıl egemenlik sürdüğü ve bu dönemde Tokat Bey'i Şeyh Necib, Amasya Bey'i Ahmed, Karamanoğlu Alâeddin, Erzincan hâkimi Mutahharten ile uğraştığını yazar. Kadı Burhaneddin’in Memluk sultanı ile arası hiç iyi olmadı. Memlukların Sİvas kuşatmasını başarıyla püskürttü. Kadı Burhaneddin, Kastamonu Bey'i 2.Süleyman Paşa ile Osmanlılar aleyhine bir ittifak kurdu. Candaroğlu Süleyman Paşa ile Karamanoğlu Alaüddin Bey'e, Osmanlı yayılmasına karşı olduğu için, yardım etti. Ancak; Yıldırım Bayezid’in kuvvetleri, Kastamonu’ya girerek, Süleyman Paşa'yı öldürdüler. Böylelikle, Osmanlı tehlikesi, Sivas yakınlarına kadar geldi.Yıldırım Bayezid büyük oğlu Ertuğrul’u, Kadı Burhaneddin üzerine gönderdi. 1391 ’de Çorum civarında Kırkdilim denilen mevkide yapılan savaşta Ertuğrul Bey öldürüldü.
Timur, 1402 Ankara Savaşı öncesinde, Anadolu’da diğer beylere gönderdiği gibi, Kadı Burhaneddin’e de bir elçi göndererek, kendisine bağlı olmasını istedi. Kadı Burhaneddin, Timur’a verdiği cevapta İslamiyet’e ve Müslümanlara hizmet etmediği için kendisine destek vermeyeceğini söyledi. Sivas Kalesi'ni ona karşı güçlendirdi. Memluk ve Osmanlı sultanlarından Timur’a karşı yardım talep etti. Yıldırım Bayezid, Kadı Burhaneddin’in bir mektubuna verdiği bir cevapta ''Size destek için askerimle bizzat ben geleyim'' demiştir.
Kadı Burhaneddin bu dönemde içte egemenliği sağlamakla uğraştı. Kayseri’de kendisine karşı ayaklanan yeğeni Şeyh Müeyyed’i itaat altına aldı. Kayseri’yi kuşattı. Şeyh Müeyyed, Akkoyunlu Kara Yülük Osman’dan yardım istedi. Kadı Burhaneddin, yeğeni Şeyh Müeyyed’in canına dokunmayacağına söz vermesine rağmen, onu öldürdü. Bundan dolayı da, yanında olan Akkoyunlu Türkmenlerin reisi Kara Yülük Osman ile araları açıldı. 1396 Ekim’de Kara Yülük Osman Kayseri’den, Kadı Burhaneddin’ in yanından ayrıldı. Kayseri’yi oğlu Zeynelabidin'e (Alâeddin Ali) bıraktı ve Konya’ya, Karamanoğlu üzerine yürüdü. Ayrıca, Kara Yülük Osman'ın peşine düştü ama Kara Yülük’e esir düştü. Şeyh Necib’in teşvikiyle, Kadı Burhaneddin 8 Temmuz 1398’de Kara Yülük tarafından Sivas surları önünde öldürüldü. Türbesi Sivas’tadır ve halk tarafından ziyaret edilir. 1966’da yeni baştan yapıldığı için bu türbenin bir özelliği bulunmamaktadır. Geride üç oğlu ile üç kızı kaldı. Kızları Habibe Selçuk, Rabia ve ismi bilinmeyen, Dulkadiroğlu Nasırüddin Bey'in eşi olan hatun kaldı. Erkek çocukları ise Abbas, Mehmed ve Sivas’ta tahta çıkarılacak olan Alaüddin Ali (Zeynelabidin) dir. Erzincan ve Kemah havalisi, Kadı Burhaneddin; Erzincan Bey'i Mutahharten ve Akkoyunlu Kara Yülük Osman Bey arasındaki mücadelelere sahne oldu.
BÖLÜM 3Çöküşü
Kadı Burhaneddin'in ölümünden sonra, oğlu Zeynelabidin (Alâeddin Ali) Kayseri’den getirilerek Sivas’ta başa geçirilmiştir. Akkoyunlu Kara Yülük Osman Bey, Sivas’ı hemen kuşatmıştır. Sivaslılar ona direnmişler ve Moğollardan yardım istemişlerdir. Kara Yülük Osman, kuşatmayı kaldırmak zorunda kalmıştır. Timur tehlikesi kendisini hissettirince, bazıları, Sivas’ı Osmanlılar’a, bazıları Karamanoğlu’na bazıları da Memluk devletine bırakmanın iyi olacağını öne sürmüşlerdir. Bu kargaşada Dulkadiroğlu ile Erzincan hâkimi Mutahharten de Sivas’ı ele geçirmek istemiştir. Sonuçta, Sivas, Amasya Bey'i Hacı Şadgeldi Paşa'nın oğlu Ahmed’ in Amasya’da Osmanlı egemenliğini kabul etmesi hesaba katılarak, Osmanlılara verilmiştir. Yıldırım Bayezid, oğlu Çelebi Mehmed’i Sivas’a vali atamıştır. Zeynelabidin Bey ise Dulkadiroğlu Nasırüddin Bey'in yanına sığınmıştır.
BÖLÜM 4Eserleri
Kadı Burhaneddin, her şeyden önce bir ilim adamıdır ve hiçbir aşirete veya boya bağlı olmadan bir devlet kurması ve idare etmesi dönemin yöneticilerini şaşırtmıştır. Timur’un bu şaşkınlığı açığa vurduğu bilinir. Arapça, Farsça ve Türkçe'yi iyi bilmektedir. Zamanımıza ulaşan divanının baş kısmında Ebu'l-Feth kaydı vardır. Bu durum, onun fetihlerde bulunduğunu gösterir. 1395 yılında yazdığı, ''İksirü's-sadat fî esrari'-ibadat'' isimli bir eseri zamanımıza ulaşmıştır. İkinci eseri de 1397 yılında tamamladığı ''Tercihü'l-tavzih'' ismini taşır. Şiirleri Azeri lehçesindedir. Bezm ü Rezm ( Eglence ve Savaş) , Aziz Bin Erdeşir-i Esterabadi tarafından onun adına 1397-98 yıllarında Farsça olarak yazılmıştır ve bu kitap 14. yüzyılın ikinci yarısında Anadolu tarihi üzerine değerli bir kaynaktır. Kadı Burhaneddin, âlim, şair ve münşileri korumuştur. Kadı Burhaneddin adına kestirilmiş sikkelerin bir kısmı zamanımıza ulaşmıştır. Bunlar tarihsizdir. Bu sikkeler Sivas ve Madenşehir’de kesilmiştir. Sikkelerin bir yüzünde Kelime-i Şehadet, diğer yüzünde ''Melikü ’l-Adil, Alim, Burhani '' ibareleri vardır. Kadı Burhaneddin, ahileri desteklemiştir. Onun dönemindeki ahiler şunlardır: Ahi Eyne (Ayna) bey, Ahi Rükneddin, Ahi Nevruz, Ahi Adilşah, Ahi Nasırüddin ve Ahi Mehmed.