Hebefrenik Şizofreni

Hebefrenik Şizofreni

Şizofreni yüzde 0,3 ila 0,7 oranında yaygınlığa sahip olan ve işlevsellikte ciddi bozulmalara neden olabilen, yaşam boyu devam eden bir hastalıktır.

İsmi Yunancada "ergenlik dönemi" anlamına gelen hebefrenik şizofreni (Disorganized Schizophrenia); en genel anlamda, düşünce süreçlerinde düzensizleşme, davranış ve duygularda dengesizleşmenin görüldüğü hastalıktır.

Geçmiş yıllarda bu hastalık, Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı (DSM-IV)'nda şizofreninin bir alt türü olarak kabul edilmekteydi. Klinisyenler ve psikiyatristler tarafından psikiyatrik hastalıkları teşhis etmek için kullanılan bu kitabın 2013 versiyonunda ise, şizofreninin alt türlerinden çıkartılmıştır. Ancak belirtileri, şizofreni tanısının da kriterleri arasında yer almaya devam etmektedir. 

BÖLÜM 1
Şizofrenide Teşhis

Şizofreni tanısı öncesinde kişi; fiziki muayene, kan sayımı, tiroid değerlendirmesi, ilaç ve alkol kullanım değerlendirmesi, manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve BT taramaları gibi kapsamlı bir muayene sürecinden geçirilir. Buna ek olarak, şizofreni belirtileri gösteren hastaya yönelik; düşüncelerini, duygularını, davranış kalıplarını, aile geçmişini ve tıbbi geçmişini belirlemek için psikolojik bir değerlendirme yapılır.

Tanı, aşağıdaki DSM-5 kriterlerine göre yapılır:

Kişi, 1 ay boyunca uzun bir süre için aşağıdakilerden iki belirtiyi veya daha fazlasını göstermelidir (bunlardan en az birinin kabul edilmesi için, listedeki ilk üçünden biri olması gerekir):

  • Hayaller
  • Halüsinasyonlar
  • Düzensiz konuşma
  • Büyük ölçüde dağınık ya da katatonik davranış
  • Olumsuz semptomlar

Ek olarak, kişinin yaşam fonksiyonlarında bozulma olmalı ve en az 6 aylık bir süre boyunca sürekli rahatsızlık belirtileri göstermelidir.

 

BÖLÜM 2
Hebefrenik Belirtileri

Bu belirtiler, bozukluğu teşhis etmek için DSM-5'te listelenen üçüncü ve dördüncü semptom kategorilerine girerler. hebefrenik şizofreni yaşayan bir kişi aşağıdaki belirtilerden herhangi birini gösterebilir:

  • Giyinme, banyo yapma, diş fırçalama gibi rutin görevlerle ilgili sorunlar
  • Duruma uygun olmayan duyguları göstermek
  • Konuşma dahil bozulmuş iletişim yeteneği
  • Kelimelerin kullanımı ve sıralanması ile ilgili problemler
  • Açıkça düşünememe ve uygun şekilde cevap verememe
  • Anlamsız kelimelerin kullanımı 
  • Mantıksal bağlantı olmadan bir düşünceden diğerine hızlı geçiş
  • Anlamsız şeyler yazmak
  • Bir şeyleri unutmak ya da kaybetmek
  • Hızlı şekilde etrafta yürüyüş
  • Gündelik şeyleri anlamada problem yaşamak
  • Sorulara alakasız cevaplar vermek
  • Aynı şeyleri sürekli tekrarlamak
  • Hedeflere ulaşma veya görevleri tamamlama ile ilgili sorunlar
  • Ani tepkilerde eksiklik
  • Göz teması kuramama
  • Çocuksu davranışlar
  • Sosyal alanda geri çekilme

hebefrenik belirtileri; düşünceler, konuşmalar, davranışlar ve duygularla ilgili çeşitli konuları kapsar. Bu semptomlar hem günlük yaşam aktiviteleri hem de başkaları ile iletişim anlamında işlev görme kabiliyetine müdahale eder.

BÖLÜM 3
Hastalık Başlangıcı

Şizofreni başlangıcının en yüksek yaşı, erkekler için 20'li yaşların ortalarında ve kadınlar için 20'li yaşların sonundadır. Şizofreni en sık ergenlikten erken yetişkinliğe kadar teşhis edilir.

Hebefrenik semptomların başlangıcı genellikle aşamalı olduğundan ve yetişkinliğin yaşantısına uyum sağlamaya çalışmak gibi yaşamın bu döneminde yaşanan diğer sorunlara atfedilebildiğinden, belirtilerinin her zaman tespit edilmesi kolay değildir. Bu nedenle genellikle, erken yaşlarda başlayan rahatsızlık çok geç yaşlarda teşhis edilebilmekte, sonuç olarak tedavi de geç başlamaktadır.

 

 

BÖLÜM 4
Sebepler ve Risk Faktörleri

Şizofreniye neyin sebep olduğu tam olarak bilinmez; bununla birlikte, beyin hücreleri ve farklı nörotransmitter sistemleri arasındaki hatalı sinyalleme ile ilgili biyolojik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklandığına inanılmaktadır. Ek olarak, aşağıdaki risk faktörlerinin her biri, hastalığın gelişiminde rol oynamaktadır:

  • Aile geçmişinde şizofreni bulunması
  • Hamilelik sırasında -cenin döneminde- yaşanan viral enfeksiyon (örneğin, grip, herpes, toksoplazmoz, kızamıkçık)
  • Gebelikte cenin olarak yetersiz beslenme
  • Erken yaşamı boyunca ciddi stres yaşamak
  • Ebeveynlerin çok yaşlı olması
  • Ergenlik döneminde rekreasyonel ilaçların kullanılması (bu şizofreninin de bir sonucu olabilir)

Bu risk faktörlerinden bir veya daha fazlasına sahip olmak, mutlaka şizofreni geliştirileceği anlamına gelmez. Bununla birlikte, bu risk faktörlerinden bir veya daha fazlası ile birlikte hastalığın semptomlarının gösterilmesi, şizofreni tanısı için, kişinin kriterleri karşılayıp karşılamadığını belirlemek için doktor tarafından değerlendirilmeye alınır.

BÖLÜM 5
Tedavi

Diğer ruh sağlığı bozukluklarına benzer şekilde, şizofrenide birincil tedaviler ilaç ve psikoterapidir. Daha önce de belirtildiği gibi, erken tanı ve tedavi, özellikle hebefrenik belirtiler söz konusu olduğunda daha iyi sonuç anlamına gelir; çünkü bunlar, eğitimi tamamlama, iş bulma ve bağımsız yaşama faktörleri üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir.

Bozukluk için kullanılan ilaçlar; düzensiz düşüncenin azaltılmasına ve işlevselliğin iyileştirilmesine yardımcı olmaktadır. Bazı insanlara ayrıca şizofreni semptomları için antipsikotik ilaçlarla birlikte antidepresanlar, duygudurum dengeleyiciler veya anksiyete önleyici ilaçlar verilebilir.

Bilişsel-davranışçı terapi (CBT) gibi konuşma terapisi, şizofrenide spesifik yaşam problemlerini hedef almak ve bu problemlere karşı başa çıkma stratejileri geliştirmesine yardımcı olmak için kullanılabilir. Düşünce süreçlerini inceleyerek duyguları düzenlemeyi öğrenmek, TCMB aracılığıyla geliştirilebilecek faydalı bir stratejidir.

Elektro-Konvülsif Terapi (ECT), beyin yoluyla bir nörokimyasal salınımı tetiklemek için bir elektrik akımı vermeyi içerir ve ayrıca intihar veya ağır depresyon riski yaşayanlara da yardımcı olabilir.

Hebefrenik şizofreni hastalarına yönelik beceri eğitimi, kişinin; iş bulmasına, eğitimine devam etmesine veya belirtilere rağmen başkalarıyla nasıl daha iyi iletişim kurabileceğini öğrenmesine yardımcı olmak için kullanılabilir.

Tedavinin yanı sıra, aileden gelen destek, şizofreni hastalarının ne kadar iyi sonuç alacağı konusunda büyük rol oynamaktadır. Ailenin hastalığı öğrenmesi ve anlaması, ayrıca kişiyi en iyi nasıl destekleyeceğini öğrenmesi gerekir.

 

 

BÖLÜM 6
Komplikasyonlar

Diğer ruh sağlığı durumlarında olduğu gibi, hebefrenik şizofreni ile yaşamanın birçok komplikasyonu vardır. Aşağıda, bu hastalığın teşhisinin konmasıyla ortaya çıkabilecek sorunların bir listesi bulunmaktadır:

 

  • Depresyon
  • İntihar riski
  • Yetersiz beslenme
  • Kötü kişisel hijyen
  • Kendi kendine ilaç kullanmak için madde kullanımı
  • İşsizlik
  • yoksulluk
  • Evsizlik
  • Aile çatışması
  • Düşük eğitim kazanımı
  • Suça karışmak (potansiyel olarak kurban, fail veya her ikisi olarak)
  • Kötü yaşam koşulları (örneğin, ev işlerine ayak uyduramamak)
  • Kötü ilaç uyumu

Maalesef, bu rahatsızlığı olan birçok kişi ilaçlara ihtiyaç duymadıklarını veya semptomları iyileşmeye başladığında ilaçlarını bırakabileceğini düşünüyor. Hebefrenik şizofreni devamlı tedavi gerektiren, yaşam boyu süren bir hastalıktır.

Şizofreni ile yaşayan bir kişinin, ne kadar iyi hissettiğine bakmaksızın doktorununun tavsiyelerine uymaları önemlidir. Ek olarak, şizofreni hastalarının  ailesinin bir üyesinin de, sık sık onları kontrol etmesi ve ilaçlarını devamlı aldığından emin olması gerekmektedir.

Bu İçeriğe Tepki Ver

1
Bravo
0
Sevdim!
0
Çok iyi!
0
Hoş değil!
0
Yok artık!
0
Kızgın:!
0
Çok acı!

Üyelerimizin Yorumları

Yazar Bilgisi

avatar
Yazar
Bilişsel Gelişim Kuramı
Küçük Albert Deneyi
Zeigernik Etkisi
Klasik Koşullanma
Beden Dili, Jest ve Mimikler
Animizm
Psikoz
Renk Psikolojisi