BÖLÜM 1Kurucusu ve Kuruluşu
Beyliğe adını veren Hamid bey, II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in uç beylerinden biri olarak kabul edilir. Türkistan bölgesinden Celaleddin Harizmşah ile birlikte Anadolu ’ya gelmiş, Şam’da yerleşmiş ve silahşörlük eğitimi almış bir Türkmen beyidir. Üçok’ lara bağlı Salur boyunun Yamut/Yomut aşiretine mensuptu. 1235 ’te Selçuklu sultanı 1.Alaeddin Keykubad’ın hizmetine girdi. Kendisi 1240 yılında Isparta ve Burdur bölgelerinde uç kumandanı olarak görevlendirilmiştir. Farklı bir görüşe göre ise Türkmenlerin İgdir boyuna mensup bir aşiret reisidir. 1296 yılındaki otorite boşluğundan istifade ile Hamid Bey isyan ederek, 1297 yılında Uluborlu ’yu, başka bir görüşe göre Teke (Antalya bölgesi) Türkmenlerinin desteğini alarak, kendine hükümet merkezi yapmıştır. Kendisi, bu bölgede Türkmen aşiretlerini yerleştirmiştir. Kısa süre içinde Yalvaç, Şarkikaraağaç, Sütçüler, Ağlasun ve Avşar gibi yerleri eline geçirmiştir. Bu dönemde Hamid Bey, İlhanlı egemenliğini tanımış, Gazan Han ve Selçuklu Sultanı 3.Alâeddin Keykubad adına birer gümüş para bastırmıştır. Bu durum tarihçilerce onun her iki gücü de tanıdığının bir işareti olarak yorumlanmıştır. Senirkent’in Genç Ali köyündeki ''Koyun Gözü Baba Zaviyesi'ne'' ait bir vakfiyeye göre, Hamid Bey, 1303 yılında hayattadır ve kendisi ''sultan - padişah'' olarak tanımlanmaktadır. 1301’de Uluborlu’da sultan 2.Mesud adına sikke kestirmiştir. Fakat Hamid Bey'in tam ölüm tarihi ile defnedildiği yer bilinmemektedir.
BÖLÜM 2Politikası
Hamid Beyleri, genel olarak, hem İlhanlılar hem de Memluklular ile iyi ilişkiler kurdular. Buna karşılık, Karamanoğulları ile ilişkileri dostane olmadı. Karamanoğulları tehdidinden dolayı zaman zaman Germiyanoğulları ile Osmanoğulları'ndan ciddi destek gördüler. Hamid Bey'in, Timurtaş’ın ölümünde ciddi katkısı oldu. Böylelikle, Anadolu’daki Türkmen beyleri rahat bir nefes aldılar. Ancak; 14. yüzyılın ikinci yarısında hem Teke hem de Hamid eyliklerinin önemi azaldı. Bu beylik, gücünü büyük ölçüde Moğol İmparatorluğu ile Akdeniz’i birbirine bağlayan Toros Dağları üzerinde yer alan yollardan aldı. Hanedanın dili Türkçe, mezhebi ise Sünni-Hanefidir.
BÖLÜM 3Çöküşü
Aydınoğulları, Menteşeoğulları, Karamanoğulları ve Germiyanoğulları gibi Türkmen Beylikleriyle komşu olmuştur. Dündar Bey, Antalya Kalesi'nin yönetimini, kardeşi Yunus Bey'e vermiştir. 1321 yılına kadar Dündar Bey'in İlhanlılar ile siyasi bağlılık temelinde dostane ilişkileri devam ettirdiği bilinmektedir. Fakat 1321 yılında artık İlhanlı egemenliğini tanımaz hale gelmiştir. Aynı yılda Eğirdir’de kestirdiği sikkede İlhanlı Ebu Said’in adı görülmemektedir. Ebu Said Han’ın 1317 yılında Anadolu’ya genel vali sıfatıyla gönderdiği Timurtaş, 1326 yılında, Karamanoğlu ve Eşrefoğlu Beyliği'ne ağır bir darbe vurduktan sonra, Hamidoğlu Dündar Bey üzerine yürümüştür. Eğirdir’den Antalya’ya kaçan Dündar Bey'i, Antalya kalesi komutanı Yunus’un oğlu Mahmud bey, Timurtaş,a teslim etmiştir. Dündar bey, Timurtaş tarafından öldürülmüş ve Hamid toprakları Timurtaş’ın eline geçmiştir.