BÖLÜM 1Savaş Öncesi Dönem
19. yüzyılın sonlarında Amerika'nın güney eyaletlerinin geliri, tarıma dayalıydı. Özellikle pamuk, tütün gibi ürünlerden önemli gelirler elde ediliyordu. Güneyliler, sahip olduğu tarım arazilerinde Afrika'dan getirdiği veya ticari ilişkileri karşılığında İngilizlerden aldığı siyahi köleleri çalıştırıyordu.
Bu dönemlerde kuzey eyaletlerinde ise sanayi gelişmişti. Artık insan gücü yerini makine gücüne bırakmıştı. Tarımsal faaliyetin azlığı sebebiyle de köle kullanımı oldukça azalmıştı. Hatta birçok kuzey eyaletinde kölelik kaldırılmıştı.
Kültür ve ekonomik açıdan farklılaşan bu iki kutup arasında siyasi sorunlar da baş göstermeye başladı. 1860 seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti tarafından Abraham Lincoln aday gösterildi. Lincoln ve partisinin en önemli mücadelesi kölelik ile oldu. Fakir bir ailede yetişen Lincoln'ün köleliğe bakış açısının da kendi yaşam koşullarıyla şekillendiğini söylemek yanlış olmaz. Cumhuriyetçi Partinin bir diğer vaadi ise sanayiye yönelik çıkartılacak koruma kanunlarıydı.
Kuzey eyaletlerinde önemli destek gören Cumhuriyet cephesine karşılık Demokrat Partisinde bir birleşme söz konusu değildi. Güneydeki demokratlar John C. Breckenridge'i başkan adayı olarak gösterirken, kuzey demokratlar Stephen A. Douglas'ı aday olarak tercih ettiler.
18 eyalette oy üstünlüğü elde eden Lincoln, 1860 seçimlerinin galibi oldu. Seçimin ardından güneydeki 7 eyalet (Güney Carolina, Florida, Missisipi, Alabama, Teksas, Georgia ve Louisiana) Amerikanın eyalet birliğinden ayrılma kararı aldı. Jefferson Davis başkanlığında ayaklanan bu 7 eyalete daha sonra Virginia, Arkansas, Tennessee ve Kuzey Carolina eyaletleri de katılacaktı. Kendilerini Amerika Konfederasyon Devletleri olarak adlandıran bu eyaletlerin tepkisi köleliğin kaldırılmasına yönelik verilen sözlerdi. Köleler güney eyaletlerinde önemli bir gelir kaynağıydı ve buradaki halk, insanları sömürerek elde ettikleri bu geliri kaybetmek istemiyorlardı. Diğer taraftan kuzeyliler ise her ne kadar iyi niyetlerinden köleliğe karşı gözükselerde, aslında amaçları güneydeki bu gelir kaynağını yok etmekti. Çünkü o tarihlerde her ne kadar kuzeyliler sanayide gelişmiş olsalar da, ekonomik gelişmişlik açısından güney eyaletlerin gerisinde kalmıştı.
BÖLÜM 2İç Savaşın Nedenleri
- Kölelik karşıtları ile kölelik destekçileri arasındaki mücadele
- Kölelik yasasının kaldırılmasının ülke çapında genişlemesi
- Kuzey ve Güney arasındaki sosyal ve ekonomik farklılıklar
- Abraham Lincoln'ün başkan olarak seçilmesi
BÖLÜM 3Dixie Anayasası
1861 yılının Mart ayında, Konfederasyon devletleri bir anayasa hazırlamış, ilk ve tek başkanları olarak da Jefferson Davis'i seçmiştir. Amerika Birleşik Devletleri Anayasası ile çoğu maddesi aynı olan bu anayasanın en önemli farkı; bireysel haklara daha fazla vurgu yapması ve açık bir kölelik destekçisi olmasıydı.
Orijinal, elle yazılmış bu anayasa belgesi şu anda Atina, Georgia’daki Georgia Üniversitesi arşivlerinde bulunmaktadır.
BÖLÜM 4Savaşın Başlaması
1861 yılında Konfedere devleti, Lincoln'ün göreve başladığı zamana kadar birçok önemli konumdaki Federal kaleleri ele geçirmişti. Ancak Federasyon Devletinin karşı atağı üzerine kısa sürede kaleleri teslim etmek zorunda kaldı. Mücadelenin en önemli merkezi Fort Sumter'dı ve Kuzeyliler, Konfederasyonun elinden bu bölgeyi de almayı başardılar. 15 Nisan'da Başkan Lincoln, ABD'nin resmen bir isyanla karşı karşıya olduğunu açıkladı. Lincoln, devlet milislerini çağırdı ve gönüllü vatandaşların, orduya kaydolmalarını istedi. Bu çağrı sonucunda Lincoln karşıtı olan, Virginia, Arkansas, Tennessee ve Kuzey Carolina da ABD'den ayrıldığını açıklayarak Konfederasyon Devletlerine katıldı. Artık iç savaş resmi olarak başladı.
BÖLÜM 5İç Savaş Dönemi
Savaşın başında her iki taraf da çeşitli avantaj ve zayıflıklara sahipti. Kuzey, Güney'den daha büyük bir nüfusa, fabrikalara ve daha fazla paraya sahipti. Güney, Robert E. Lee gibi kaliteli ve daha deneyimli askeri liderlere, daha iyi eğitimli ordulara ve tanıdık topraklarda savaşmanın avantajına sahipti.
21 Temmuz 1861'de Birinci Bull Run Muharebesi, Konfederasyon'un üstünlüğü ile sonuçlandı. Bu mücadelenin ardından Güneylilerin savaştaki umudu artmıştı.
Savaşın kaderini belirleyen Lincoln'ün taktik zekası ve teknolojiye verdiği önem oldu. Lincoln, rakiplerinin aksine iletişime ve merkezi yönetime çok önem verdi. Özellikle telgrafı, savaş boyunca çok aktif bir şekilde kullandı. Bunun yanı sıra demiryollarının gelişmesine de önem vermişti. 1860 yılına gelindiğinde, çoğunlukla Kuzey eyaletlerinde yaklaşık 48.000 kilometre (30.000 mil) tren yolu vardı. Bu sayede ordular zaman kaybetmeden ülke içinde hareket edebiliyordu.
Savaşın sonunu getiren de denizde yapılan hamleler oldu. ABD ordusu, 1862 yılında güney sahillerini abluka altında almış ve Konfedere Devleti'nin ekonomisinin çökmesini sağlamıştı. Konfedere Devleti, 1862 yılında geri çekilmek zorunda kaldı ve böylelikle savaş Kuzeylilerin zaferiyle sonuçlandı.
BÖLÜM 6Savaş Sonrası
Amerika'daki eyaletler arasında yaşanan bu iç savaş, büyük bir yıkıma neden oldu. Her iki tarafın da büyük kayıplar verdiği savaşta yaklaşık 600 bin kişi hayatını kaybetti.
Savaşın öncesinde ekonomik üstünlüğü elinde bulunduran Güney eyaletleri, bu üstünlüğü Kuzey eyaletlerine kaybetti. Güneyde birçok çiftlik yağmalandı, sivil halk büyük ölçüde zarar gördü. Güneyde bulunan kölelere de birçok haklar tanınmış ancak bu haklar zamanla, toprak sahipleri tarafından geri alınmıştır.
Diğer taraftan ise Abraham Lincoln, ülkenin en iyi başkanlarından biri olarak kabul edilmeye başlandı. Teknik zekası, teknolojiyi geliştirmesi ve savaş sırasında dahi üretime önem vermesiyle, örnek gösterilen bir lider haline geldi.
BÖLÜM 7Abraham Lincoln Suikasti
Köleliğe karşı verdiği mücadele sebebiyle birçok kesimden tepki toplayan Abraham Lincoln, yoğun mücadelenin ardından zaferi kazanmıştı.
Lincoln, 14 Nisan 1865 yılında ailesi ile birlikte “Amerikalı Kuzenimiz" adlı oyunu izlemek üzere tiyatro salonuna gelmişti. Kendisini öldürmek üzere çeşitli suikast planları düzenleyen, Güney eyaletlerinde kaçakçılık yaptığı da bilinen, tiyatro oyuncusu John Wilkes Booth, bu oyun sırasında Lincoln'ü silahla başında vurdu. Başkan, ertesi sabah saat 7:02’de hayatını kaybetti. Booth ise 12 gün sonra Federal ajanlar tarafından bir ahırda öldürüldü.