Dama

Kendine özgü oyun tahtası üzerinde oynanan iki kişilik bir strateji oyunudur. 16 siyah ve 16 beyaz pulu vardır. Tahtası siyah ve beyaz renk karelerden oluşur. Tahta 8X8 karelik bir alandır. Antik çağlardan günümüze gelen bir oyundur. 

Afganistan-Hindistan bölgesinde ortaya çıktığı düşünülür. Dünyaya Persler ve Haçlılar üzerinden tanıtılmıştır. Bir çok farklı uygarlığa ait kazılarda damaya çok benzer oyunlar bulunmuştur. Günümüze birden fazla varyasyonla ulaşmıştır. 

Uluslararası olarak kabul edilen versiyonu 10X10 luk bir tahtada oynanır. Bu versiyonda pullar çapraz da ilerler. 

Bir diğer türü her oyuncuda 12 şer pul olan ve çapraz oynanan türüdür. Bu oyunda sadece çapraz hareket mecburiyeti vardır. Bu nedenle pulların hareket ihtimalleri daha azdır. 

Türkiye’de oynandığını bildiğimiz versiyonu uluslararası alanda Türk daması olarak geçer. Diğer versiyonlara göre oldukça geniş bir ihtimal yelpazesi vardır. Bu açıdan zengin bir varyasyonudur. 

Sultan Abdülaziz damaya düşkünlüğüyle tanınmıştır. Hatta özel damacıbaşı İbrahim Bey’e damacılık maaşı vermiştir. Hatta bu maaş o dönemin yüksek devlet memurlarına verilen tutardadır. 

İlk defa 2000 yılında Türkiye’de dama şampiyonası yapılmıştır. Kemal Demirbaş, Mürşit Ersöz, Osman Pıtır, Necip Çelik tarafından organize edilmiştir. İlk kez Bursa Mustafakemalpaşa Belediyesi tarafından ilçede gerçekleştirilen Tatlı Şenlikleri etkinliğinde yer verilmiştir. 

Ardından belediyespor bünyesinde dama branşına yer verilmiştir. Dama burada düşünce sporları altında yer almıştır. 

Her oyuncu kendine bir renk seçer. Seçtiği renkteki pulları kendi önündeki ikinci ve üçüncü sıraya yerleştirir. Böylece oyuncuya en yakın olan 1. sıra boş bırakılmış olur. Karşı taraftaki oyuncu da kendi pullarını aynı şekilde iki sıra olacak şekilde sıralar. Böylece rakip iki renk pulları arasında iki sıra boşluk kalmış olur. 

• Her pul ileri sola ve sağa bir kare hareket edebilir. 
• Pullar geriye doğru hareket edemez. 
• Eğer iki rakip pul yan yana gelirse sıra kendisinde olan oyuncu o taşı yemek zorundadır. Bunun için pullar bitişik karelerde olmalı ve yenecek pulun arkası boş olmalı. Böylece sırası gelen oyuncu pulunu rakip pulun üzerinden zıplatarak bir arkasına koyar ve o pulu almış olur.
• Eğer sırası gelen oyuncunun alabileceği birden fazla pul varsa ve bunları aynı anda alabiliyorsa tüm pullar alınır.
• Eğer bu pullar aynı anda alınamıyorsa oyuncu istediği taraftaki pulu seçmekte serbesttir.
• Eğer iki farklı yönde alınabilecek pullar var ve bir tarafta daha fazla pul varsa, oyuncu daha fazla pul olan yönü seçmek zorundadır.
• Yerinden oynatılan taş artık oynanmak zorundadır. 

• Eğer oyunculardan biri kendine ait bir pulunu rakibin önündeki birinci ve boş sıraya kadar getirebilirse bu pul dama olur. 
• Dama diğer taşların aksine birden fazla kare ilerleyebilir.
• Dama geriye de gidebilir.
• Birden fazla kare ilerleyerek tahtada L de çizebilir. Ancak L çizilecek her köşede bir pul almak zorundadır.
• Dama olan pulun diğer pullardan ayırt edilebilmesi için genellikle üzerine aynı renk bir pul daha konur. 

1. Bir oyuncu diğer oyuncunun tüm taşlarını alırsa oyunu kazanır. 
2. Rakip oyuncu hiç bir hamle yapamayacak şekilde sıkıştırılırsa da kazanılır.
3. Rakip oyuncu oyunun gidişatına göre oyundan çekilebilir. Bu halde de karşı taraf kazanmış olur. 

1. İki oyuncunun da birer taşı kalırsa oyun beraberlikle sonuçlanmış olur. 
2. Taraflardan biri beraberlik teklif eder karşı taraf da kabul ederse oyun yine beraberlikle sonuçlanır.
3. Aynı hamle üst üste 3 kez tekrarlanırsa da oyun beraberlikle biter.