Lösemi
Lösemi, 4 farklı kan kanseri türü için kullanılan genel kavramdır. Bu 4 farklı lösemi türünde ortak olan kemik iliğindeki bir hücreden başlamalarıdır. Hücre değişime uğrayarak bir çeşit lösemi hücresi haline dönüşür. Birçok lösemi vakasının sebebi bilinmektedir. İlik hücresinin “lösemik” bir değişime girmesiyle, birçok hücreye bölünür ve normal hücrelerden daha fazla büyür, daha çok yaşar ve zaman içerisinde normal hücrelerden daha kalabalık hale gelir ve hastalık oluşturur. Lösemi hastalığının bazı belirti ve bulguları yaygın olarak görülen birçok hastalığın belirtileri ile karıştırılabilir. Teşhis koymak için özel kan testleri ve kemik iliği testleri gereklidir. Nefes darlığı, yorgunluk ve halsizlik, hafif ateş, cilt solukluğu veya gece terlemeleri, löseminin sık görülen genel belirtileridir. Tedavi ve sonuçlar löseminin tipine ve alt tipine göre değişir.
BÖLÜM 1Lösemi Çeşitleri
Akut miyelojenöz (miyeloid) lösemi, Akut lenfositik lösemi (ALL), (AML) Kronik lenfositik lösemi (KLL) ve Kronik miyelojenöz lösemi (KML) olarak bilinen 4 farklı kan kanseri türü bulunmaktadır. Bu dört lösemi türünde, hastanın nasıl etkilendiğini ve nasıl tedavi edileceğini bilmek gereklidir. Bu 4 değişik lösemi türünde ortak olan özellik kemik iliğindeki bir hücreden başlamalarıdır.
Kemik iliği, kemiklerde kan hücreleri ve lenfositlerin yapıldığı süngerimsi yapıya benzeyen merkezdir. Kan hücreleri “kök hücreler” olarak başlar. Kemik iliğinde yapılan değişik türdeki hücreler, kırmızı küreler, lenfositler, plateletler ve diğer birçok beyaz küre türüdür. Bu hücreler meydana geldikten sonra kemik iliğini terk ederek kana karışırlar.
Kemik iliği tek bir organda iki organ olarak görev yapmaktadır. Birinci görevi, kan yapan organdır. Burası miyelojenöz lösemi türünün başladığı yerdir. İkinci görevi, lenfosit yapan organdır ve immün sistemin bir parçasıdır. Burası da lenfositik lösemi türünün başladığı yerdir.
Lenfositleri oluşturan kemik iliği hücrelerinde kanseröz değişimi gerçekleşirse, bu lösemi türü “lenfositik” veya “lenfoblastik” olarak isimlendirilir. Normalde kırmızı küreler, bazı tür beyaz küreler ve plateletleri oluşturan kemik iliği hücresinde hücre değişikliği meydana gelirse lösemi “miyelojenöz” veya “miyeloid” olarak isimlendirilir. Kişilerin lösemiye yakalanmaları ve tedavileri her lösemi türünde farklılık göstermektedir.
“Akut miyelojeniz lösemi” ve “Akut lenfositik lösemi’’ “lenfoblastlar” veya “miyeloblastlar” olarak bilinen genç hücrelerden oluşur. Bu hücreler bazen “blast” olarak isimlendirilir. Tedavi edilmeyen akut lösemiler hızlı şekilde ilerler. Kronik lösemi türlerinde blast hücreleri çok azdır veya hiç yoktur. Kronik miyelojenöz lösemi ve Kronik lenfositik lösemi, akut lösemi türlerine göre genellikle daha yavaş şekilde ilerler.
BÖLÜM 2Löseminin Belirtileri Nelerdir?
Lösemi hastalığına ait bazı belirti ve bulguları daha yaygın görülen ve daha az şiddetli olan diğer hastalıklara benzemektedir. Hastalığın tanısını koymak için spesifik kan testleri ve kemik iliği testleri yapılmaktadır. Belirti ve bulgular löseminin türüne göre değişiklik göstermektedir.
Akut lösemi belirti ve bulguları :
- Sürekli devam eden yorgunluk veya halsizlik hali
- Fiziksel aktivite esnasında nefes darlığı
- Cilt solukluğu
- Hafif ateş ve ateşe bağlı olarak gece terlemeleri
- Kesiklerin aşırı kanaması ve yavaş iyileşmesi
- Sebebi açıklanamayan ciltte siyah ve mavi lekeler (çürükler)
- Cilt altında iğne başı büyüklüğünde kırmızı noktacıklar
- Kemik ve eklem yerlerinde ağrı
- Beyaz küre özellikle nötrofil ve monosit sayısında düşüş
Kronik lenfositik lösemili (KLL) ve kronik miyelojenöz lösemili (KML) kişilerde hiçbir belirti görülmeyebilir. Bazı lösemi hastaları KLL veya KML olduklarını başka hastalıkların kontrolleri sırasında yaptırdıkları kan testlerinden sonra öğrenirler. Bazen KLL’li bir hasta boynunda, kasığında veya koltuk altında büyümüş lenf nodu fark ederek doktora gidebilir. KLL’nin daha şiddetli olduğu durumlarda hasta kendini yorgun hissedebilir, solunum sıkıntısı (anemiye bağlı) veya sık enfeksiyonlara maruz kalabilir. Böyle bir durumda kan testi neticesinde lenfosit sayısında artış görülebilir.
KML belirti ve bulguları yavaş şekilde gelişir. KML’li hastalar günlük faaliyetleri esnasında kendilerini yorgun hissedebilirler ve solunum sıkıntısı çekebilirler. Ayrıca dalak organının büyümesi sebebiyle, gece terlemeleri ve kilo kaybı da gerçekleşebilir. Her lösemi türünün hastaları tıbbi kontrole sevk eden daha farklı belirti ve bulguları olabilir. Sürekli devam eden düşük derecede ateş, yorgunluk ve solunum sıkıntısı, açıklanamayan kilo kaybı gibi bulguları olan kişiler mutlaka bir doktora başvurmalıdır.
BÖLÜM 3Lösemi Tedavisi
Lösemi hastalıklarının tedavisi konusunda tecrübeli doktorların bulunduğu sağlık merkezlerinde tıbbi yardım almak önemlidir. Lösemi tedavisindeki amaç, tam remisyonu sağlamaktır. Bunun anlamı tedavi sürecinden sonra hiçbir hastalık belirtisinin kalmaması ve hastanın eski sağlıklı haline gelmesidir. Gelişen teknoloji ile birlikte, günümüzde giderek daha fazla lösemi hastası tedavi sonrasında en az 5 yıl tam remisyona girmektedir.
Akut lösemi vakalarında hastanın tedavisine hemen başlanmalıdır. Bu hastalara genellikle hastanede kemoterapi uygulanır. Tedavinin birinci bölümü “indüksiyon tedavisi” olarak isimlendirilir. Hastanın remisyonda olması halinde bile genellikle hastanede daha uzun süre kalarak tedavi alması gerekebilir. Bu tedavi süreci konsalidasyon veya post indüksiyon tedavisi olarak isimlendirilir. Tedavinin bu parçası kemik iliği nakli olarak bilinir.
KML hastalarında teşhis konar konmaz tedaviye başlanmalıdır. Tedavi sürecine genellikle imatinib mesilat etken maddeli ilaçlar ile başlanır. Bu ilaçlar KML’yi iyileştirmez, ancak birçok hastada kullanıldığı sürece KML’yi kontrol altında tutar. Dasatinib içerikli ilaçlar gibi diğer ilaçlar bazı hastalarda imatinib mesilat etken maddeli ilaçlar yerine kullanılır.
Allojenik kök hücre nakli, günümüzde KML hastalarını iyileştirebilen tek tedavi yöntemidir. Hastanın yaşı ne kadar genç ise başarı oranı o kadar yüksektir. Eşleştirilmiş donörü bulunan 60 yaş üstü hastalarda da bu tedavi yöntemi düşünülebilir. Allojenik nakil yüksek riskli bir süreçtir. KML hastalarının ilaç tedavisiyle mi yoksa nakille mi daha iyi uzun dönem sonuç elde edeceğini araştıran çalışmalar yapılmaktadır.
Bazı KLL hastaları tanıdan sonra uzun süreli tedaviye ihtiyaç duymayabilirler. Tedaviye gereksinim duyan hastalar ise tek başına ya da kombine olarak kemoterapi ve monoklonal antikor tedavisi alırlar. Allojenik kök hücre nakli de bazı hastalar için bir tedavi seçeneğidir. Remisyondaki AlL, AmL, KlL ve KmL hastalarının muayene ve kan testleri için düzenli olarak doktor kontrolünden geçmeleri gereklidir.