Koroner Arter Hastalığı

Koroner Arter Hastalığı

Koroner arter hastalığı, kalbe oksijen ve besin sağlayan arterlerin ve damarların daralması veya tıkanmasıdır. Buna sebep olan şey aterosklerozdur. Ateroskleroz, atardamarların iç yüzeyinde yağlı maddelerin birikimi sonucu oluşur. Ortaya çıkan tıkanma kalbe giden kan akışını kısıtlar. Kan akışı tamamen kesildiğinde, bu durum bir kalp krizi ile sonuçlanır.

BÖLÜM 1
Koroner Arter Hastalığı Nedir?

Koroner Arter Hastalığı Nedir?

Aynı zamanda koroner kalp hastalığı veya kalp hastalığı olarak da adlandırılan koroner arter hastalığı, tüm dünyada hem erkek hem de kadınlar için önde gelen ölüm nedenlerinden biridir. Amerikan Kalp Birliği'ne göre, koroner arter hastalığı kaynaklı ölümler 1990'dan bu yana bazı düşüşler göstermiştir, ancak 2000 yılı verilerine bakıldığında hala büyük bir tehlike olduğu görülmektedir.

Koroner arter hastalığı, koroner arterler kısmen tıkandığında ortaya çıkar. Bu tıkanma, kalbe oksijen bakımından zengin kan sağlayan ana arterlerden, yani koroner arterlerden kan akışını sınırlar. Koroner arterler, kalp daha çok çalıştığında ve daha fazla oksijene ihtiyaç duyduğunda genişleyen yapıya sahiptir. Örneğin bir insan merdiven çıkarken, egzersiz yaparken veya seks yaparken arterler genişler. Arterlerin genişleyememesi durumunda, kalbe yeterli oksijen gitmez (miyokard iskemisi). Tıkanma kısmi olarak gerçekleştiğinde göğüs ağrısı veya anjina adı verilen göğüs basıncı oluşabilir. Arterlerin tam olarak tıkanması ise kan akışını keser ve bunu kalp krizi izler (miyokard enfarktüsü veya kalp kası ölümü).

Sağlıklı koroner arterler temiz, pürüzsüz ve kaygandır. Atardamar duvarları esnektir ve kalbin daha fazla çalışması gerektiğinde daha fazla kanın geçmesini sağlar. Atardamarlardaki hastalık sürecinin, atardamarların astar ve duvarlarının zarar görmesiyle başladığı düşünülmektedir. Bu yaralanma onları ateroskleroz ve kan pıhtılarına (tromboz) karşı hassas kılar.

 

BÖLÜM 2
Nedenleri ve Belirtileri

Nedenleri ve Belirtileri

Koroner arter hastalığının en büyük sebebi aterosklerozdur. Kolesterol ve diğer yağ maddeleri, arterlerin iç duvarlarında birikir. Arterlerin iç yüzeyi lifli dokuları, kan bileşenlerini ve kalsiyumu çekerler ve arter tıkanmasına - damar sertleşmesine sebep olurlar. 

Damar sertleşmesini genellikle koroner arterleri de bloke edebilen kan pıhtıları oluşturur. Konjenital defektler ve kas spazmları da kan akışını engelleyebilir. Bununla birlikte, son araştırmalar, klamidya bakterileri gibi organizmaların enfeksiyonunun da bazı koroner arter hastalığı vakalarından sorumlu olabileceğini göstermektedir.

Koroner arter hastalığı geçirme riskini artıran faktörlerden bazıları değiştirilebilir, bazıları değiştirilemez. Daha fazla risk faktörü taşıyan kişilerin koroner arter hastalığına yakalanma riski daha yüksektir.

BÖLÜM 3
Başlıca Risk Faktörleri

Başlıca Risk Faktörleri

Bu risk faktörleri, koroner arter hastalığı riskini önemli ölçüde artıran faktörler arasında başlıca olanlardır.

Değiştirilemez başlıca risk faktörleri:

  • Kalıtım - Ebeveynleri koroner arter hastalığı olan kişilerde bu hastalığa yakalanma olasılığı daha yüksektir. 
  • Cinsiyet - Erkeklerin kalp krizi geçirme oranları kadınlardan yüksektir ve yakalanma yaşı da daha düşüktür. Ancak 60 yaşın üstündeki erkek ve kadınlarda koroner arter hastalığına yakalanma riski eşitlenir.
  • Yaş - 45 yaş üstü erkeklerin ve 55 yaş üstü kadınların koroner arter hastalığına yakalanma olasılığı daha yüksektir. Birilerinin bu hastalığa 30 yaşlarında yakalanması nadiren de olsa mümkündür. Fakat yaşlı insanların (65 yaş üstü olanlar) kalp krizinden ölme olasılığı genç yaştakilere göre daha fazladır.

Değiştirilebilir başlıca risk faktörleri:

  • Sigara içmek - Sigara içmek, hem koroner arter hastalığına yakalanma ihtimalini hem de bu hastalıktan ölme ihtimalini arttırır. Sigara içenlerin ani kalp krizinden ölme ihtimali, sigara içmeyenlere göre iki ila dört kat daha fazladır. Ayrıca sigara içenlerin kalp krizi geçirdikten sonraki bir saat içinde ölmeleri daha olasıdır. Pasif içicilik de riski artırabilir.
  • Yüksek kolesterol - Beslenmedeki kolesterol kaynakları et, yumurta ve diğer hayvansal ürünlerdir. Ayrıca insan vücudu da kolestrol üretir. Yaş, cinsiyet, kalıtım ve beslenme biçimi, kişinin kan kolesterolünü etkiler. Kişi bununla birlikte başka önemli risk faktörleri de taşıyorsa, koroner arter hastalığı geçirme ihtimali daha da yükselir.
  • Yüksek tansiyon - Yüksek tansiyon, kalbin çalışmasını zorlaştırır ve zamanla zayıflatır. Kalp krizi, inme, böbrek yetmezliği ve konjestif kalp yetmezliği riskini artırır. Tansiyon ölçümünde rakamlar yükseldikçe, kan basıncı Aşama 1'den (hafif) Aşama 4'e (çok şiddetli) doğru evrilir. Yüksek tansiyon özellikle; obezite, sigara tüketimi, yüksek kolesterol veya diyabet ile birlikte, kalp krizi veya felç riskini birkaç kat artırır.
  • Fiziksel aktivite eksikliği - Egzersiz eksikliği, koroner arter hastalığı riskini artırır. Yürümek gibi temel bir fiziksel aktivite bile düzenli yapıldığında faydalıdır.
  • Diyabet - Diyabetlilerde koroner arter hastalığı gelişme riski ciddi oranlarda yüksektir. Diyabet hastalarının %80'inden fazlası bir tür kalp veya kan damarı hastalığından ölmektedir.

BÖLÜM 4
Tedavisi

Tedavisi

Koroner arter hastalığı birçok yolla tedavi edilebilir. Tedavi seçimi hastalığın şiddetine bağlıdır. Tedavi seçenekleri arasında yaşam tarzı değişiklikleri, ilaç tedavisi, perkütan transluminal koroner anjiyoplasti veya koroner arter bypass ameliyatı sayılabilir. Koroner arter hastalığı, yaşam boyu bakım gerektiren kronik bir hastalıktır. Anjiyoplasti veya bypass ameliyatı kalıcı bir tedavi değildir.

Koroner arter hastalığını düşük şiddette yaşayan kişiler, yaşam tarzı değişiklikleri veya ilaç tedavisi ile hastalığı yeteri kadar kontrol altında tutabilirler. Hastalığın ilerlemesini önleyen yaşam tarzı değişikliklerinin çoğu (düşük yağlı, düşük kolesterol diyeti, gerekirse kilo kaybı, egzersiz yapmak, sigara içmemek) aynı zamanda hastalığa yakalanma riskini azaltmaya yardımcı olur.

Nitratlar, beta engelleyicileri ve kalsiyum kanal engelleyicileri gibi ilaçlar göğüs ağrısını ve koroner arter hastalığının komplikasyonlarını hafifletir, ancak bloke olmuş arterleri temizleyemezler. Nitratlar (nitrogliserin) kalbe giden kan akışını iyileştirir. Beta engelleyicileri (asebutelol, propranolol), stres sırasında kalbin ihtiyaç duyduğu oksijen miktarını azaltır. Bir kalsiyum kanal engelleyici türü ise (verapamil, diltiazem hidroklorür) arterlerin açık kalmasına yardımcı olur ve kan basıncını düşürür. Aspirin, kan pıhtılarının iç yüzeyde oluşmasını önleyerek kalp krizi olasılığını azaltır. Kolesterol düşürücü ilaçlar da çoğu durumda etkilidir.

Perkütan transluminal koroner anjiyoplasti ve bypass ameliyatı, koroner arterlerde kan akışını iyileştirmek için vücuda girerek uygulanan tedavi yollarıdır. Genellikle koroner anjiyoplasti denilen perkütan transluminal koroner anjiyoplasti, cerrahi olmayan bir işlemdir. Ucundaki bir çeşit balonla ince bir tıbbı alet olan kateter, uyluktaki bir kan damarından tıkalı artere girer. Kan damarını büyütmek ve tıkalı arteri açmak için balon şişirilir ve damar bu basınçla genişletilir. Balon söndürülür ve kateter çıkarılır. Koroner anjiyoplasti hastanede yapılır ve genellikle bir veya iki gün kalmayı gerektirir. Koroner anjiyoplasti yoluyla tedavi, girişimlerin %90'ında başarılı olmaktadır. Fakat aynı zamanda hastaların üçte birinde arter altı ay içinde tekrar daralmaktadır. İşlem tekrarlanabilir. Koroner bypass ameliyatından daha az riskli ve daha ucuzdur.

Koroner arter baypas cerrahisinde; kol, bacak veya göğüsten alınan sağlıklı bir arter veya ven, koroner arter tıkanıklığının çevresinden yol yapmak için kullanılır. Sağlıklı damar kalbe oksijen bakımından zengin kan sağlar. Bypass ameliyatı büyük bir ameliyattır. İki veya üç ana koroner arterde tıkanıklığı olanlar, ciddi ölçüde daralmış sol ana koroner arterleri olanlar veya diğer hiçbir tedaviye cevap veremeyenler için uygun görülür. Koroner arter baypas ameliyatı, genel anestezi altında, hastanede yapılır. Hastayı desteklemek için bir kalp-akciğer makinesi kullanılırken, sağlıklı damar veya arter, koroner arterdeki tıkanıklığın gerisine tutturulur. Bypass ameliyatı geçiren hastaların yaklaşık%70'i tam bir rahatlama yaşar ve yaklaşık %20'si kısmi rahatlama deneyimi yaşar. Yılda hastaların sadece %3-4'ü semptomların tekrarlanmasına maruz kalır.

Hala deneysel aşamada olan birçok farklı tedavi türü vardır ancak sonuçları %100 bilinemediğinden tam olarak hayatımıza sokulmamışlardır. Daha az riskli, daha kesin tedavi sunan yöntemler sürekli araştırılmaktadır.

Bu İçeriğe Tepki Ver

0
Bravo
0
Sevdim!
0
Çok iyi!
0
Hoş değil!
0
Yok artık!
0
Kızgın:!
0
Çok acı!

Üyelerimizin Yorumları

Yazar Bilgisi

Güneş Yanığı
Prosopagnozi (Yüz Körlüğü)
Göz Tansiyonu
Menisküs
Fıtık
Diyabet
Sinüzit
Klamidya