Kompozit Diş Dolgusu (Beyaz Dolgu)

Kompozit Diş Dolgusu (Beyaz Dolgu)

     Diş hekimliğinde kullanılan materyaller gün geçtikçe teknolojiye ayak uydurmakta ve gelişmektedir. Bu gelişimde şüphesiz diş hekimliğine en büyük katkıyı kompozit dolgu yapmıştır. Kompozit dolgu içerisinde silikon dioksit içeren plastik esaslı malzemeden oluşmaktadır.Estetik diş hekimliğinin temel taşını oluşturan kompozit dolgular ilk olarak 1950-1960 yılları arasında sadece ön bölgede estetik amaçlı olarak kullanılmaya başlamıştır. Daha sonra teknolojinin ilerlemesiyle birlikte birçok özelliği geliştirirelerek neredeyse her türlü restorasyon için kullanılabilecek hale getirilmiştir. Kompozitin en önemli özelliklerinden biri estetikken diğer önemli özelliği de ışıkla sertleşiyor olmasıdır. Bu sayede hekim için zaman sorunu ortadan kalkmakta ve hekim istediği anda dolguyu sertleştirebilmektedir. Bu da kullanım kolaylığı olarak kompozitin hanesine artı olarak geçmektedir.

     Kompozit kullanılmaya başlanmadan önce siyah dolgu olarak bilinen amalgam dolgular diş hekimliği için oldukça kritik öneme sahip olmuştur. Günümüzde bakıldığında da dayanıklılık ve uygulama kolaylığı açısından oldukça fazla avantajları olsa da içerisinde bulundurduğu civa dolayısıyla zararlı olabileceğine dair teoriler ortaya atılmıştır. Tam olarak içerisindeki civanın insan vücudu üzerinde normal kullanımda toksik veya kanserojen etki yarattığı ispatlanmamış olsa da bazı avrupa ülkelerinde kullanımı kısıtlanmıştır. Ancak Türkiye'de hala aktif olarak kullanılmakta olup kompozit dolgunun uygulanamayacağı vakalarda can kurtarıcı olarak dişlerde yerini almaktadır.

BÖLÜM 1
Kompozit Dolgu Nerelerde Kullanılabilir

Kompozit dolgu günümüzde hemen hemen her vakada kullanılabildiği gibi çok nadir durumlarda kullanımı dolgu ömrünü azaltacağı için yerine diğer dolgu materyalleri kullanılabilmektedir. Genel anlamda bakıldığında estetik açıdan aşağıdaki durumlarda kompozit dolgu kullanılabilmektedir.

  • Ağız hijyeni iyi olan hastalarda ön bölgedeki dişlerde kırık veya çürük varlığında kompozit dolgular rahatlıkla kullanılabilmektedir. Özellikle son dönemde geliştirilen kimyasal özellikleri sayesinde parlatılabilirlikleri ve dişe yapışma özellikleri arttığından dolayı birçok hekim ön bölgede neredeyse tüm vakalarda kompozit dolguyu tercih etmektedir.
  • Yine aynı şekilde ön bölgedeki dişlerinin arasında boşluk bulunan hastalarda bu boşluk kompozit dolgular yardımıyla oldukça estetik ve doğal şekilde kapatılabilmektedir. Yine bu hastalarda da ağız hijyeninin yeterli olması birinci şarttır. Aksi taktirde dolguda renklenmeler meydana gelecektir. Ortodonti veya dişlerin kaplanması da bu boşlukların kapatılmasında tedavi yöntemi olabileceği gibi ortodontik tedavi süresinin uzun olması sebebiyle kaplama ise sağlam dişe zarar gelecek endişesiyle çok fazla tercih edilmez.
  • Dişlerde oluşan ve polisaj ile geçmeyen lekelerde de özellikle kompozit veneer denilen tedavi yöntemi uygulanabilmektedir. Kompozit veneer tedavisinin temeli dişin renklenmiş yüzeyinin bir miktar aşındırılarak kompozit dolgu ile dişin tekrar restore edilmesine dayanır. 
  • Kimyasal olarak veya fiziksel olarak aşınmalara uğramış dişlerde kompozit dolgular başarı ile kullanılabilmektedir.

Bunun haricinde de kompozitin diş hekimliğinde birçok kullanım alanı vardır. bunlar şöyle sıralanabilir;

 

  • Arka dişlerde meydana gelen çürüklerin restorasyonlarında kompozit dolgular kullanılabilmektedir. Tükürük ve kan gibi sıvılalrdan fazlasıyla etkilenen kompozitler arka bölge çürüklerde kullanılırken oldukça titiz davranılmalıdır. Aksi taktirde restorasyon ömrü kısalacağı gibi tekrar çürük oluşabilmektedir.
  • Ortodontik tedavilerde braket yapıştırılmasında kompozit dolgular kullanılabilmektedir.
  • Bazı sabit protezlerin yapıştırılmasında kompozitlerden faydalanılabilmektedir.

BÖLÜM 2
Kompozit Dolgunun Özellikleri

AVANTAJLAR

  • Kompozit dolgular dişlere kimyasal olarak tutunurken amalgam dolgular dişlere tamamen mekanik olarak tutunurlar. Bunu açıklamak gerekirse kompozit dolgular diş ile tam bir kimyasal bağ kurarak dişin yapısını taklit ederler ve bundan dolayı da dişe desteklik sağlarlar. Amalgam dolgular ise yalnızca oluşan boşluk içerisinde yer kaplar ve dişe çok fazla desteklik sağlamaz. Bu nedenlere bağlı olarak kompozit dolgu yapılacağı zaman yalnızca dişteki çürüğün temizlenmesi yeterli iken amalgam dolgu yapılacağı zaman tutuculuğu arttırmak için çürükle birlikte sağlam dokulardan da alınması gerekmektedir.
  • Kompozit dolgu beyaz renkte olduğu için orjinal diş rengini rahatlıkla taklit edebilmekte ve estetik açıdan büyük avantaj sağlamaktadır. Amalgam dolgular ise siyah olduğu için özellikle ön bölgede estetik açıdan büyük sorunlar doğurmaktadır.
  • Kompozit dolgular ışıkla sertleştikleri için uygulanma süresinde kısıtlama yoktur ve kullanımı bu açıdan kolaydır. Amalgam dolgular kendiliğinden sertleştiğinden dolayı belli süreye birkaç işlemin sığdırılması gerekmektedir.
  • Kompozit dolguların şuana kadar bilinen toksik etkileri bulunmamaktadır. Ancak amalgam dolgular içerisinde bulunan civadan dolayı toksik özellikler gösterebilmektedir. 

DEZAVANTAJLAR

  • Kompozit dolgular ağız içerisinde bulunan sıvılardan oldukça çabuk etkilenmektedir. Bundan dolayı bölgede kanama olan hastalarda veya tükürük izolasyonu sağlanamayan hastalarda kompozit dolgu kullanılamaz.
  • Kompozit dolgular ışıkla sertleştikleri için çok kısa sürede tepkime meydana getirirler. Buna bağlı olarak dolgu sertleşirken bir miktar büzülme meydana gelir. Bundan dolayı kompozit dolgu yapılırken kurallara uyulmazsa dolgu arasından sızıntılar meydana gelebilir ve diş tekrardan çürüyebilir.
  • Kompozit dolgular dikey gelen kuvvetlerde amalgam dolgulara göre daha dayanıksızdır. Bundan dolayı özellikle sert cisim ısırmalarında kompozit dolgularda kırılma gelme ihtimali amalgam dolguya göre daha yüksektir.
  • Kompozit dolguların uygulanması için bazı prosedürler izlenmelidir. Öncesinde diş asit yardımıyla pürüzlendirilmeli sonrasında bond ismi verilen yapıştırıcı ajan dişe uygulanmalı son olarak da kompozit dişe uygulanmalıdır. Tüm bu işlemler enasında da ortam tükürük ve kandan arındırılmış olmalıdır. Bu aşamalardan dolayı kompozit dolgunun uygulanması amalgam dolguya göre daha zordur.
  • Kompozit dolgular amalgam dolgulara oranla maliyet açısından daha pahalıdır.

BÖLÜM 3
Kompozit Dolgunun Uygulanması

Kompozit dolgular dişlerle kimyasal bağlar kurduğundan dolayı bu bağları kuvvetlendirmek adına dolgu uygulanmadan önce bazı şartlar yerine getirilmelidir. Bu şartlar kısaca şöyle sıralanabilir;

1) Öncelikle dolgu uygulanacak bölgenin izolasyonu sağlanır. Ortamda kan veya tükrük gibi ağız sıvıları bulunmamalıdır. 

2) Dolgu uygulanmadan önce diş yüzeyine asit uygulanır. Bu aşamanın amacı asit ile diş yüzeyinde ufak çapta pürüzlendirme yaparak dolgunun daha sağlam bir şekilde dişe tutunmasını sağlamaktır.

3) Asitleme işleme yapıldıktan sonra bir miktar beklenmeli ve asit su ve hava yardımıyla diş yüzeyinden uzaklaştırılmalıdır. Bu sırada hasta ekşi bir tat alabilir.

4) Asit yıkanıp temizlendikten sonra diş yüzeyine 'bond' ismi verilen ara bağlayıcılar sürülür. Bondun en önemli özelliği dişe de kompozit dolguya da yapışma oranının yüksek olmasıdır. Böylece diş ile kompozit arasında adeta bir kimyasal yapıştırıcı görevi görecektir.

5) Bond dişe uygulandıktan sonra mavi ışık yardımıyla diş yüzeyinde dondurulur.

6) Diş yüzeyinde kimyasal olarak sertleşmiş olan bondun üzerine kompozit parçaları tabakalar halinde yerleştirip ışınlama işlemi gerçekleştirilir. Dolgu çok büyük yapılacaksa kompozit parçası tek seferde konulmamamalı parçalar halinde yerleştirilmelidir.

7) Kompozit dolgu da ışık yoluyla kimyasal olarak sertleştirildikten sonra dolgu üzerinde düzeltmeler yapılır ve son olarak dolgu parlatılarak hasta gönderilir. Dolgunun yapıldığı seansın hemen ardından hastanın yiyecek ve içecek almasında sakınca yoktur.

BÖLÜM 4
Kompozit Dolgu Sonrası Hasta Neler Yapmalı

  • Öncelikli olarak hastaya dolgu esnasında anestezi uygulanmışsa hastanın dudağını veya dilini ısırmaması için anestezinin etkisi geçene kadar bir şey yememesi tembih edilir. Dolgu esnasında anestezi uygulanmamışsa hasta hemen sonrasında yeyip içebilir.
  • Bazen çok büyük dolgular veya estetik dolgular yapıldığında polisaj işlemleri tek seansta yeterli olmayacağı için ikinci bir seansa polisaj için randevu verilebilir.
  • Kompozit restorasyonlar kırılmaya karşı çok fazla dayanıklı olmadığı için özellikle ön bölgede büyük restorasyonlar yapılmışsa ısırma ve koparma hareketi yapılırken dikkat edilmelidir. Sert meyveler dilimlenerek yenilmelidir. Aksi taktirde dolgunun ömrü kısalacak ve dolguda kırılmalar oluşabilecektir.
  • Kompozit dolgular uygulandıktan sonra her ne kadar güzel parlatılmış olsa da renkli gıdaların(çay,kahve) tüketimesi ve sigara içilmesine bağlı kompozitte renklenmeler yaşabilmektedir. Bundan dolayı kompozitin renklenmesine sebep olabilecek alışkanlıkları azaltmak gerekmektedir.
  • Son olarak kompozit restorasyona sahip hastalarda ağız hijyeni bozuksa veya sonradan bozulursa dişlerde yine reklenmeler meydana gelecek ve dolgu sonrası çürükler nüks edecektir. Bundan dolayı hastanın ağız hijyenini sağlaması çok önemlidir.

Bu İçeriğe Tepki Ver

3
Bravo
0
Sevdim!
0
Çok iyi!
0
Hoş değil!
0
Yok artık!
0
Kızgın:!
0
Çok acı!

Üyelerimizin Yorumları

Yazar Bilgisi

Kil Maskesi
Kepçe Kulak Estetiği
Göz Kapağı Estetiği
Prp Uygulaması
Karbon Peeling
Peeling
Laminate Veneer