Bulgaristan Göçmenleri
Bulgaristan göçmenlerinin yerleşmek için İstanbul'a ilk göçleri 19. yüzyıla dayanmaktadır. İstanbul, Bulgar tarihinde belirleyici bir rol üstlenmiştir. Bulgaristan göçmenleri, dini bağımsızlıklarını burada kazanmışlardır. İstanbul, birçok kültürün iç içe geçtiği bir şehirdir. 1800'lü yıllarda Bulgaristan nüfusunun önemli bir bölümü İstanbul'a iş bulmak için gelmiştir. Daha sonra bu şehirde yeni bir hayat kurmaya karar vermişlerdir. Yoğun olarak Topkapı, Langa, Kasımpaşa, Yeşillköy, Şişli bölgelerine yerleşmişlerdir. Bahçivanlık, sütçülük, kaymakçılık, çiçekçilik, fırıncılık gibi çeşitli mesleklerde çalışmışlardır.
BÖLÜM 1İstanbul'un Bulgaristan Göçmenleri İçin Önemi
- Bulgaristan göçmenlerinin tarihinde önemli yere sahip olan İstanbul, göçmenlerin özgürce yaşadıkları, istedikleri mesleği icra edebildikleri, dinlerini özgürce yaşayabildikleri bir şehirdir. İstanbul'un pek çok alanında hala 1800'lü yıllardaki Bulgaristan göçmenlerinin yaşam izlerini görmek mümkündür. Çorapçı Han, Valide Han, Papaz Han, Sümbüllü Han gibi yerler Bulgaristan göçmenlerinin çalıştıkları ve ticaretle uğraştıkları yerler olmuştur.
- Bulgaristan göçmen tarihinin önemli bir dönüm noktası olan ilk papaz evi, ilk matbaa, ilk kilise ve ilk eksarhlık İstanbul'da kurulmuştur.
- Bulgaristan göçmenleri için Balkapanı Han ayrı bir değer taşımaktadır. Bu handaki tüccarlar sanata çok değer vermişlerdir. Ne zaman bir Bulgaristan göçmeni bir eser yapmaya veya bir kitap yazmaya çalışıp maddi zorluk yaşarsa, bu handaki Bulgaristan göçmeni tüccarlar aralarında para toplayıp maddi destek sağlarlardı. O dönemde yazılmış pek çok kitap önsözünde çeşitli tüccarların adlarının geçmesi bu sebepledir.
- İstanbul'un Balat semtinde kıyıda yer alan Aziz Stefan Kilisesi tamamiyle demirden yapılmıştır. İstanbul'a gelen tüm Bulgaristan'lılar bu kiliseyi haç yeri gibi muhakkak ziyaret ederler. Kilise bir Avusturya firması tarafından üretilmiş olup, Viyana'da yapılmıştır. Eksiklikleri giderilip tekrar parçalara ayrılarak Tuna Nehri-Karadeniz yolu ile İstanbul'a getirilmiştir. O dönemde demir bir yapının Haliç'e batacağı düşünülmüş, fakat demir ustaları öyle bir incelikle demir kiliseyi işlemişlerdir ki bu yapı batmadan ayakta kalmıştır. Bu kilise Bulgaristan göçmenleri için dayanıklılık sembolü olmuştur.
- Başta çalışmak için gelinen İstanbul, Bulgaristan göçmenleri için bir yurt olmuştur. Çalışmak için İstanbul'a gelen bekadar erkekler, biraz çalışıp para kazandıktan sonra ailelerini de yanlarına alarak burayı yurt edinmişlerdir.
- İstanbul, Bulgaristan göçmenleri için o kadar önemli bir yaşam alanı haline gelmiştir ki, burada okullar açmışlar, kiliseler yapmışlardır. Heybeli Ruhban Okulu, Kuruçeşme Yüksek Rum Okulu, Bebek Katolik Koleji gibi önemli okullar Bulgaristan göçmenlerin İstanbul'a eğitim öğretim anlamındaki katkılarından bazılarıdır.