Akciğer Kanseri

Akciğer Kanseri

Akciğer kanseri, akciğer dokularındaki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyüyerek tümör oluşturduğu bir hastalıktır. Kansere bağlı ölümlerin önde gelen sebeplerinden biridir. Akciğer kanserinin, tüm kanser ölümleri içinde %28'lik bir paya sahip olduğu tahmin edilmektedir. Verilere göre, akciğer kanserine yakalananların yalnızca %15'i 5 yıldan uzun süre hayatta kalabilmektedir.

BÖLÜM 1
Akciğer Kanseri Çeşitleri

Akciğer Kanseri Çeşitleri

Birincil ve ikincil olmak üzere iki tür akciğer kanseri vardır. Birincil akciğer kanseri (ayrıca adenokarsinom olarak da adlandırılır) direk akciğerde başlar. Birincil akciğer kanseri, hücrelerin mikroskop altında nasıl göründüğüne bağlı olarak küçük hücreli akciğer kanseri veya küçük hücreli olmayan akciğer kanseri diye iki farklı şekilde isimlendirilir. İkincil akciğer kanseri, vücutta başka bir yerde başlayan (örneğin, meme veya kolon) kanserdir ve akciğerlere yayılır.

Küçük hücreli kanser, eskiden yulaf hücresi kanseri olarak adlandırılmıştır, çünkü bu hücreler yulaf şekline benzerler. Tüm akciğer kanserlerinin yaklaşık dörtte biri küçük hücreli kanserlerdir. Bu tip çok agresif bir kanserdir ve kısa sürede diğer organlara yayılır. Genellikle ağır sigara içici kişilerde bulunur. Küçük hücreli olmayan kanserler, akciğer kanserlerinin geri kalan %75'ini oluşturur. Bunlar da kendi içinde üç kategoriye ayrılmaktadır.

BÖLÜM 2
Sebepleri

Sebepleri
  • Sigara İçmek - Sigara içmek akciğer kanserinin önde gelen nedenidir. Tütün ürünleri tamamen bırakılarak akciğer kanserleri yüzde doksan oranında önlenebilir. Esrar içmek, akciğer kanseri için bir başka risk faktörü olarak kabul edilir. Esrarlı sigaralar, tütün sigaralarından daha yüksek katran içeriğine sahiptir. Ayrıca, çok derinden solunurlar. Sonuç olarak, duman akciğerlerde daha uzun süre tutulur.
  • Asbest ve Toksik Kimyasallara Maruz Kalma - Evde ya da işyerinde asbest liflerine tekrar tekrar maruz kalmak da akciğer kanseri için bir risk faktörü olarak kabul edilir. Çalışmalar, genel nüfusa kıyasla, asbest çalışanlarının akciğer kanserinden ölme ihtimalinin yedi kat daha fazla olduğunu göstermektedir. Sigara içen asbest çalışanlarının akciğer kanserine yakalanma riskiyse 50-100 kat artmaktadır. Asbest dışında, kömür ürünlerine veya uranyum gibi radyoaktif maddelere maruz kalan madencilik endüstrisi işçileri ve arsenik, vinil klorür, hardal gazı ve diğer kanserojenler gibi kimyasallara maruz kalan işçiler de yüksek akciğer kanseri riski taşımaktadır.
  • Çevre Kirliliği - Yüksek miktarda görülemeyen veya koklanamayan radyoaktif gaz (radon) da akciğer kanseri için risk oluşturur. Bu gaz, uranyumun parçalanması sonucu ortaya çıkar ve açık havada herhangi bir problem yaratmaz, ancak; doğal uranyum birikintileri içeren toprak üzerine inşa edilmiş bazı evlerin bodrum katında radon birikebilir ve tehlikeli seviyelere ulaşabilir. Ev satın alırken veya kiralarken radon gazı olup olmadığını kontrol etmek iyi bir fikirdir. Diğer çevre kirliliği formları (örneğin egzoz dumanı) da akciğer kanseri riskini bir seviyeye kadar artırabilir.
  • Kronik Akciğer İltihabı veya Yarası - Akciğerde meydana gelen iltihaplanma veya yara oluşumu, bazı minerallerin solunmasının yol açtığı silikoz ve berilyoz gibi hastalıklar tarafından üretilir. Bu yara ve iltihaplar akciğer kanserine yakalanma riskini artırabilir.
  • Aile Geçmişi - Akciğer kanserinin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, aile geçmişinde akciğer kanserli bireyler olan kişilerin hastalığa yakalanma riski biraz daha yüksek görünmektedir. 2003 yılında araştırmacılar, bazı sigara içicilerin neden akciğer kanserine diğerlerinden daha duyarlı olduklarını öğrenmeye yönelik çalışmalar yapmaya başlamışlardır. Akciğer kanserine yakalanma olasılığı daha düşük olan sigara içicilerinin DNA'larında bir çeşit onarım özelliği bulmuşlardır. Bu çizgide devam eden çalışmalar, kimlerin akciğer kanserine karşı daha duyarlı olduğunu tespit edebilmemize yarayacak DNA tarama teknolojilerinin gelişmesini sağlayabilir.

BÖLÜM 3
Semptomlar

Semptomlar

Akciğer kanseri çok hızlı yayılan bir hastalıktır ve yalnızca %15'i erken evresinde tespit edilebilmektedir. Aşağıdaki semptomların görülmesi halinde tıbbi yardım istemek, olası akciğer kanseri durumunda erken evrede teşhis koyma ihtimalini artıracaktır.

  • Bitmeyen öksürük
  • Nefes darlığı
  • Kalıcı ses kısıklığı
  • Boyun ve yüz şişmesi
  • Diyet veya ağır egzersizlerden kaynaklanmayan önemli kilo kaybı
  • Yorgunluk veya iştahsızlık
  • Kanlı veya kahverengi tükürük/balgam
  • Açıklanamayan ateş
  • Bronşit veya zature gibi akciğer enfeksiyonlarının sürekli tekrarlaması

Bu semptomlara akciğer kanseri dışındaki hastalıklar da neden olabilir. Bununla birlikte, akciğer kanserinin ilk belirtileri olma ihtimalini göz önüne alarak bir doktora başvurmak hayati önem taşır.

Akciğer kanseri başka organlara yayılmışsa, hastanın baş ağrısı, kemik kırığı, ağrı, kanama veya kan pıhtısı gibi başka semptomları olabilir. Erken tanı ve tedavi, hastalar için iyileşme şansını artırmakta kritik rol oynar. 

BÖLÜM 4
Teşhis

Teşhis
  1. Fiziksel Muayene ve İlk Testler - Hastanın doktoru akciğer kanserinden şüpheleniyorsa, tüm semptomları kontrol etmek ve risk faktörlerini değerlendirmek için ayrıntılı bir tıbbi geçmiş raporu alacaktır. Hastanın tıbbi geçmişinin değerlendirmesini tam bir fizik muayene takip edecektir. Doktor, ses kısıklığı veya öksürüğün diğer olası nedenlerini ekarte etmek için hastanın boğazını inceleyecek ve hasta nefes alırken hastanın göğsünü ve sırtını dinleyecektir. Ancak fiziki muayenenin sonuçları kesin değildir.
    Doktor akciğer kanserinden şüphelenmek için bir nedene sahipse (özellikle hastanın ağır sigara içmesi veya akciğerleri tahriş ettiği bilinen maddelere mesleki olarak maruz kalma durumu varsa) akciğerin içinde herhangi bir kitle olup olmadığını görmek için göğüs röntgeni isteyebilir. Bu da yeterli gelmezse veya risk çok daha yüksekse, daha gelişmiş ve daha detaylı sonuçlar veren birçok farklı tarama yöntemi mevcuttur.
  2. Balgam Analizi - Balgam analizi, öksürüldüğünde akciğerden çıkan hücrelerin mikroskopik incelemesini veya bronkoskop adı verilen özel bir aletle toplanmasını içerir. Balgam incelemeleri, bazıları x-ray taramalarında bile görülemeyen akciğer kanserlerinin en az %30'unu teşhis edebilir. Bu test, kanser diğer bölgelere yayılmadan önce, çok erken evrelerinde tespit etmeye yardımcı olabilmektedir. Ancak balgam testi, tümörün yeri hakkında herhangi bir bilgi sağlamaz ve bronkoskopi gibi göğüse girmeden yapılan testlerle teşhis süreci devam ettirilmelidir.
  3. Akciğer Biyopsisi - Akciğer biyopsisi kanser için en kesin tanı aracıdır. Birkaç farklı şekilde yapılabilir. Doktor, hastanın boğazından aşağıya ve akciğerlere, bronkoskop adı verilen ince, ışıklı bir tüpün indirilmesini içeren bir yöntem kullanabilir. Doktor bronkoskopu, akciğerlerin geçiş yollarını izlemeye ek olarak, akciğer dokusundan örnekler elde etmek için de kullanabilir. İğne biyopsisi olarak bilinen başka bir prosedürde, ilk önce bir CT tarayıcı veya MRI kullanılarak tümörün yeri tanımlanır. Doktor daha sonra göğüs duvarından bir iğne sokar ve tümörden doku örneği toplar. Cerrahi biyopsi olarak bilinen üçüncü prosedürde, göğüs duvarı açılır ve tümörün bir kısmı veya tamamı çıkarılır. Ardından hastalıklı doku konusunda uzmanlaşmış bir doktor (bir patolog), kanserin türünü ve evresini belirlemek için tümör numunelerini inceler.

Bu İçeriğe Tepki Ver

0
Bravo
0
Sevdim!
0
Çok iyi!
0
Hoş değil!
0
Yok artık!
0
Kızgın:!
0
Çok acı!

Üyelerimizin Yorumları

Yazar Bilgisi

Güneş Yanığı
Prosopagnozi (Yüz Körlüğü)
Göz Tansiyonu
Menisküs
Fıtık
Diyabet
Sinüzit
Klamidya