Wes Anderson

Sinema dünyasında "The Royal Tenenbaums" ve "Moonrise Kingdom" gibi filmlerle adından söz ettiren Wes Anderson, 1969 doğumlu Amerikalı film yönetmeni, yapımcı ve oyuncudur. Tematik olarak genellikle aşk, keder ve kaybediş gibi olguları kendine özgü anlatım diliyle beyaz perdeye aktaran Anderson, çoğunlukla melankolik unsurlarla bezenmiş hızlı tempolu komedi filmleri çekmiştir. İzleyicide hüzün ve keder gibi duygular yaratan olayları, komik unsurlarla birleştirerek bir kontrast meydana getiren yönetmen, Avrupa ve Amerika'daki festivallerde hem eleştirmenler hem de izleyicilerden beğeni toplayan filmlere imza atmış ve özgün bir yönetmen olarak görülmeye başlanmıştır. 2014 yılında çektiği "The Grand Budapest Hotel" filmiyle BAFTA'da "En İyi Özgün Senaryo" ödülü kazanan Anderson, 2019'da "Isle of Dogs" ismini taşıyan animasyon filmiyle "En İyi Animasyon" dalında Scott Rudin ve Steven Rales ile birlikte Oscar'a aday gösterilmiştir.

BÖLÜM 1
Çocukluk ve Gençlik Yılları

Tam adı Wesley Wales Anderson olan Wes Anderson, 1 Mayıs 1969'da Houston Texas'ta doğmuştur.
Emlakçı ve arkeolog bir anne ile reklamcı bir babanın oğlu olan Wes'in iki erkek kardeşi daha vardır.
Annesi ile babasının doğumundan birkaç yıl sonra boşanmaları Anderson'ı derinden etkiledi.
1987 yılında Houston'da bulunan St. John's School'dan mezun oldu. Öğrenciyken senaryo yazmakla yapımcılığa ilgi duymaya başladı ve babasının kamerasıyla kardeşleri ve arkadaşlarını oynattığı sessiz filmler çekmeye başladı.
Texas University'de öğrenciyken, bir yazım dersinde sonradan kendisi de ünlü bir oyuncu olacak olan Owen Wilson ile tanıştı ve ikili iyi bir arkadaşlık kurarak gelecekte birlikte çalışmaya karar verdiler.
1991 yılında felsefe lisansıyla üniversiteden mezun oldu.

BÖLÜM 2
Kariyeri

Anderson ile oyuncu arkadaşı Owen Wilson, 1994 yılında "Bottle Rocket" isimli bir kısa film için senaryo kaleme aldılar. Filmde Owen Wilson kardeşi Luke Wilson ile birlikte rol aldı. Anderson'ın ilk kısa metrajlı film projesi olan "Bottle Rocket" yapımcı James L. Brooks'un dikkatini çekti ve 1996 yılında ihtiyacı olan finansmanı bularak filmin uzun metraj versiyonunu çekti.
1998 yılında Anderson'ın yine Owen Wilson'la işbirliği yaparak çektiği ikinci filmi olan "Rushmore" eleştirmenler tarafından büyük beğeni topladı yönetmenin kariyerinin başlamasını sağlayan yapım oldu.
2001 yılında Owen Wilson ile birlikte yazdığı "The Royal Tenenbaums" filmini çekti. Özgür ruhlu bir babanın üç çocuğunu terketmesiyle başlayan olayları anlatan film "En İyi Senaryo" ve "En İyi Oyuncu" dallarında Oscar, Bafta ve Golden Globe adaylıkları kazandı.
2004 yılında 4. filmi olan "The Life Aquatic with Steve Zissou" adlı yapımda Bill Murray ile birlikte çalıştı.
2007 yılında Jason Schwartzman ve Roman Coppola ile birlikte yazdığı "The Darjeeling Limited" filmini yönetti. Umutsuzluk, terk edilme ve kardeşlik gibi temaları işleyen film Anderson'a Venedik Film Festivali'nde "Little Golden Lion" Ödülünü kazandırdı.
2012 yılında yeniden Roman Coppola ile birlikte çalıştı ve "Moonrise Kingdom"ı yazdılar. Dünyanın her yerindeki festivallerde adından övgüyle söz ettiren film Oscar Ödülleri'nde "En İyi Senaryo" dalında adaylık kazandı.
Anderson pek çok başarılı filmin ardından, 2014 yılında kariyerindeki en parlak film olarak gösterilen "The Grand Budapest Hotel"i çekti. Dünya çapında büyük yankı uyandıran film Oscar Ödülleri'nde tam 9 dalda aday gösterildi ve 4 dalda ödül kazanmayı başardı.