Charles Darwin

Darwin 12 Şubat 1809'da İngiltere'de zengin bir ailenin 5. çocuğu olarak doğmuştur.

Evrim teorisinin temel düşüncesi Darwin'den gelmemiştir. Genel olarak fikir MÖ. 5. yüzyıla kadar uzanır. Bu düşüncenin sistematik olarak incelenmesi 18. yüzyıl sonlarına doğrudur.

1809 yılında Lamarck organizmaların çevreye uyum sağlama çabalarından dolayı bedensel şeklinin değişmesi ve kalıtımsal değişimleri formüle etti. En bilinen örneklerden biri olan zürafanın boyunun uzun olması yüzyıllar boyunca neslinin yüksek ağaç dallarında yiyecek aramasından kaynaklanmasıdır.

Evrim kavramına jeolojide yer veren Sir Charles Lyell ise 1800'lerde yerkürenin bugünkü haline gelene kadar bir çok gelişim aşamalarından geçtiğini öne sürmüştür.

Darwin çocukluk ve gençlik yıllarında pek de parlak biri değildi. Okulu hiç sevmeyen Darwin doğal olarak başarılı bir öğrenci de değildi. İlgi alanları arasında; doğa tarihi, bozuk paralar ve minerallerdi. Babası Darwin'i tıp eğitimi için Edinburg'a göndermesine karşın Darwin'in tıp alanındaki zayıflığından dolayı babası onun papaz olmasını istedi. 1839 yılında evlenen Darwin sağlık sorunları yaşamaya başladı ve bu da çalışmalarını kötü etkilemeye başladı. Darwin'in evrime dair düşünceleri ve çalışmaları ruhban sınıfı ve kilise tarafından kınandı.

Darwin'e göre doğal değişim kalıtsaldır. Doğaya uyum sağlamada başarılı olan organizma hayatta kalır, buna uyum sağlayamayan da elenir. Darwin doğada organizmaların sürekli hayatta kalma mücadelesi verdiğini, hayatta kalabilenlerin bu mücadelede çevrede karşılaştığı zorluklara uyum sağlayanlar olduğunu söyledi. bu zorluklara uyum sağlayamayanlar ise hayatta kalamamaktadır. Darwin'in hayatta kalma mücadelesi fikrini şekillendirmesi Thomas Malthus'un 1789'da yazdığı "Nüfusun İlkeleri Üzerine Bir Deneme" adlı eserden sonradır. 

Malthus'a göre insanlar açlık sınırına yakın yaşıyordu. Bu durumda sadece güçlü olanlar hayatta kalacaktı. Darwin ise bu prensibi organizmaların tümünü kapsayacak şekilde genişletip Doğal Seçi kavramını oluşturdu. Zorluklar  karşısında hayatta kalanlar bu becerilerini yavrularına geçirmeye çalışacaktı. 

Darwin hayvanların yaşam döngüsünde zorluklara karşı mücadelerinde meydana gelen fiziksel değişimlerin sonraki nesillere de geçebileceği fikrini savunan Lamarck'ın anlayışını da savunuyordu.

Beyaz ırkın üstünlüğü tezini savunanlar Darwin'in evrim teorisine karşı çıkmıştır. Darwin, "insanın çıkışı" adlı eserinde insan ve hayvanların zihinsel süreçlerinin benzerliğini savunur. Darwin'e göre insan ve hayvanların duyguları, jest ve mimikleri evrensel terimlerle ifade edilebilir.

• Bilincin işlevlerinin önemini savundu.
• Hayvan psikolojisi üzerine yoğunlaştı. Bu alandaki çalışmaları karşılaştırmalı psikolojiye temel oldu.
• bireysel farklılıkların önemi üzerinde durdu.
• Metodolojinin sınırlarını genişletti.
• Darwin, hayvanların ruhu olduğunu savunuyordu. Hayvanların haz ve acıyı hissettiğine, rüyalar gördüğüne inanıyordu.